Basında Yaşlılık

Asırlık çınara müze yakışır

Asırlık çınara müze yakışır

Yaşlanmak ve onlarca yılı geride bırakmak insan hayatı için kaçınılmaz bir durum. Ömür verirse Rabbim, herkes bu dönemi de yaşayacak…

Doğmak, emeklemek ve bebeklik dönemini tamamladıktan sonra çocukluk dönemi bir çırpıda geçiverir. Hayat basamaklarını insan nasıl çıktığını, yılları nasıl geride bıraktığını bile düşünemeden zaman akıp gidiyor.
Bir bakmışsınız ki emeklilik konuşuyorsunuz.
Ya da hemen her hafta cami avlusunda oluyorsunuz, bir dostunuzu, akrabanızı kabristanlığa uğurluyorsunuz…
Hayatın gerçekleri işte, yaşlanmak kaçınılmazdır.

*

Muhteşem yaşlanan bazı örnek isimler çıkar karşımıza…
Muazzez İlmiye Çığ mesela…

Sümerolog, müzeci, ilim insanı, tarihçi Çığ, bu sene haziran ayında 107 yaşını kutladı.
Binlerce tableti okuyarak Sümer dili ve kültürüne, medeniyet tarihine yaptığı katkılarla dünya çapında ünlenen Muazzez İlmiye; ‘Çocukluğumu dün gibi hatırlıyorum. Hayatım boyunca ne istediysem başardım, yapamadığım hiçbir şey yok. Atatürk’ün dediğini yaptım, halen yapıyorum. Çalıştım, çalışmaktan hiç bıkmadım’ diyor.
Allah sağlıklı yaşlandırsın…

 BURSALI MUAZZEZ 

Muazzez İlmiye Çığ, 1914 yılında Bursa’da dünyaya geldi.
Ömrüne neler sığdırmış, neler.
Eğitim ve mesleki yaşamının dışında; 1. Cihan Harbi, Çanakkale deniz ve kara savaşları, yurdumuzun işgali, İstiklal savaşımız, ‘Ata’mızın vefatı, Hatay’ın ülkemize katılışı, 2. Cihan Harbi, Kore Savaşı, Kıbrıs Barış Harekatı, SSCB’nin ve Yugoslavya’nın dağılışı, Büyük Ortadoğu Projesi’nin başlaması, İslam ülkelerine operasyonlar, diktatörlerin ölümleri, daha daha niceleri…
Bir ömre neler sığabiliyormuş…

*

Onlarca eser kaleme alan ve hala zihni berraklığını koruyan değerli büyüğümüz için Bursa’da adına bir müze açabilsek…
Sümer tabletlerini, özel eşyaları ve eserlerini burada muhafaza edebilsek.
Onları insanlığın yararına değerlendirebilsek, Bursa kentini Sümerce çalışmalara ev sahipliği yapan bir merkez yapabilsek…

BURSA’YA SÜMER MÜZESİ

Muazzez hanım Mersin’de yaşıyor.
Onu tekrar Bursalı yapabilir miyiz?..
Keşke yapabilsek…
Büyükşehir, Osmangazi, Nilüfer ve Yıldırım Belediyeleri kafa kafaya verseler, Bursa’ya ‘Sümer Müzesi’ kazandırsalar ne de güzel olur…
107 yaşına ulaşmış Bursalı Muazzez İlmiye Çığ ismini ölümsüz kılsak, yaşlılığın, sanatın, ilmin, çalışmanın mükafatı ve ödülünü hanesine yazabilsek?..
Üzerime düşeni yaparım. Bu proje gerçekleşmeli. Haydi Bursa…

YAŞLANMAZ AJDA 

Yaşlılık denildiğinde bir başka isim daha var tabi. Onu ‘yaşlanmaz’ olarak tanıyoruz…
Ajda Pekkan…  Bir genç gibi enerjik, sanatını verimli bir şekilde sürdürüyor.
Magazin dünyası ona çok takılıyor. ‘Süper Star’ için fıkralar, hikayeler, türlü anlatımlar yapılıyor. Çeşit çeşit karikatürler çiziliyor.
Milletin dilinde olan 1946‘lı sanatçımız aslında o kadar da yaşlı değil tabi, Allah ömür versin. Çekemiyorlar, kıskanıyorlar azizim…

KÜLTÜR ELÇİSİ YAŞLILAR 

Öğrenme, merak ve meşgale bitince yaşlılık başlar diyenler haklıdır.
Bedenen, ruhen ve sosyal yönden iyi olmayı sağlayarak yaşlanmak hedefini göz ardı etmemeli.
Keyifli bir yanı da vardır hani; Yaşlılar cesur olurlar!
Zamanın ve yaşanmışlığın süzgecinden süzdürdüklerini yumuşak yumuşak naklederler.
Ders verirler, tabi anlayanlara… *

Yaşlılar;
Şefkatli ve merhametli olurlar,
Geçmiş zamanların bilgilerini aktarırlar,
Tecrübe, öngörüleriyle bilgedirler,
Sağduyuludurlar.
Yaşamında değer biriktirmişse geniş ufuklu, sabırlı, sevgi dolu iyi bir rehber, insani, milli ve manevi değerleri gelecek nesillere aktaran adeta birer kültür elçisi olurlar.

MUTLU VE SAĞLIKLI YAŞLANMAK 

Yaşamı hakkıyla yaşayamamışlar, çile, yokluk, sıkıntı içinde yaşlananlar için ‘kader’ diyerek geçeriz!..
Gelişmiş ülkelerde yaşlıların kaderi nedense böyle yazılmaz ama!..
Ekonomik ve sosyal göstergeleri iyi olan ülkeler yaşlılara özel ‘Mutlu ve Sağlıklı Yaşlanmak’ programları uygularlar.

*

Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı yaşlılarımıza yönelik çalışmalar yapıyorlar.
Yaşlı sağlığı hizmetleri çağdaş toplumlar için vazgeçilemez bir yaklaşımdır.
Ülke kalkınmasına, gelişmesine ömür harcayanlara saygı da içerir bu anlayış.
Sağlık ve sosyal hizmet politikaları, yaşlılar için; Sağlıklı ve huzurlu, yaşama sevinçlerini koruyarak, yaşamlarını kolaylaştırmak üzerine inşa edilmeli.

1 EKİM DÜNYA YAŞLILAR GÜNÜ 

Bugün1 Ekim, Dünya Yaşlılar Günü…
1 Ekim Dünya Yaşlılar Günü ve 18-24 Mart Yaşlılar Haftası dolaysıyla edilen süslü laflar orada kalmamalı.
İnsanlarımız sıkıntı çekerek, ezilerek, fedakarca yaşıyorlar, sırf bu yüzden yaşlılık dönemlerinde el üstünde tutulmalı.

*

Türkiye İstatistik Kurumu‘nun 2019 yılı ‘İstatistiklerle Yaşlılar’ çalışmasına göre, 83 milyon 500 bin dolayındaki ülke nüfusumuzun 7 milyon 550 bin‘i 65 yaş üstünde.
2014‘de 6 milyon 192 bin 962 olan 65 yaş ve üzeri nüfus son 5 yılda yüzde 21,9 artış gösterdi ve 7 milyon 550 bin 727 kişiye yükseldi.
100 yaşını devirmiş 5 bin 567 vatandaşımız var.

*

Artık nüfusumuzun %9.1 ‘i yaşlılık kategorisinde.
Ve her yıl yaşlı nüfusumuz biraz daha artıyor.
Bu da ülke yöneticilerine, yaşlıların sorunlarına, geriatrik hizmetlere odaklanın mesajı veriyor.

*

83,5 milyonuz dedik ama gerçek farklı!
Suriyeli, Iraklı, Filistinli, Ermenistanlı, Rus, Romen, Bulgar, Makedon, Afganistan, Türkistan, Somali, Sudan ve Nijeryalı, daha onlarca ülke insanını üst üste koyarsak 100 milyona yakın olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz.
ORTA YAŞLI
65 yaşı abartarak ‘yaşlı’ diye tanımlayan anlayış pandemi mücadelesi politikalarında olduğu gibi ‘orta yaşlı’ vatandaşlarımızı resmen gömüyor!..

*

Bu arada Dünya Sağlık Örgütü-WHO yaş dilimlerini güncelledi;
0-17 yaş arası: Ergen,
18-65 yaş arası: Genç,
66-79 yaş arası: Orta yaş,
80-99 Yaş arası: Yaşlı,
100 ve üstü: İleri yaşlı.

YAŞLILARA DESTEK 

Türkiye’nin demografik yapısı değişiyor.
Yaşlılar için;
Yaşlı sağlığı, bakım hizmetleri, sağlıklı ve mutlu yaşlanma programlarına çok daha fazla önem verilmeli, yeni organizasyonlar yapılmalı.

Not: Bu Yazı hurriyet.com.tr Sitesinde Yayınlanmaktadır.

Listeye geri dön

Bir cevap yazın