Tüm Haberler
“HİKAYELERLE YAŞLILIK HALLERİ”
İncinebilir ve kırılgan bir grup olan yaşlılar dünyanın her yerinde ve ülkemizde yaşçılık-Agizm kurbanı. Yaşlı haklarının tanınmadığı bir dünyada ve ülkemizde yaşlıların, yaşam kalitelerinin yüksel(til)mesi için yapılacak çok şey var. Yaşlılık bir durum/ kurum/ politik değişim hali. Ülkemizde yaşlılığa dair toplumsal inanç ve gelenekler ile önyargılar, bireyleri daha yaşlanmadan “yaşçı/Agist” kılıyor. Yaşçılıkla savaşılması, kurbanlarının haklarının savunulmasının ne denli önemli olduğu Covit-19 pandemisinde daha iyi anlaşıldı.
Kayıp ve gerilemeleri nedeniyle, –sınırlı- mevcut olanakları bil(e)meyen/kullan(a)mayan, dahası yaşlılığı –genellikle- yaşayarak öğrenen bireyler, yaşlılık dönemine dair –sınırlı- bilgiye ulaşamıyor. Yaşlıların ve yaşlanmakta olanların insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdür(ebil)meleri için, yaşlılığa dair bilgilenmeleri önemli.
HİKAYELERLE YAŞLILIK HALLERİ” çalışmasında yaşlılığa dair teorik bilgi, kahramanları yaşlı insanlar olan -portre- hikayelerle veriliyor.
Çalışma 13 videodan oluşuyor. Hayatımda tanıdığım/ gözlediğim insanlardan esinlenerek veya kurgulayarak, didaktiklikten kaçınarak mesaj veren sade, kolay anlaşılır bir dille ve genellikle ‘ben’ diliyle yazdığım ve yaşlılığı anlattığım hikayeler yer alıyor, videolarda. Bu portre hikayelerle huzurevinde kalan, evinde yalnız yahut çocuklarıyla yaşayan, bakım, fiziksel, sosyal yahut psikolojik sorunları olan, yakınlarıyla yahut bakım verenleriyle problem yaşayan yaşlıların hikayeleriyle; akranlarının ve yaşlanmakta olanların yaşamına dokunabileceğimi, yaşlıların yakınlarına, bakım verenlerine ve hizmet edenlerine ayrıca bu döneme dair bilgilenmek isteyenlere yardımcı olabileceğimi düşünüyorum. Yaşlılığa dair rehber nitelikli bu çalışmanın, yaşlıların dijital (bilgi-kültür) haklarını kullanarak internet yoluyla gelişme hakkını kullanmasına da katkı sağlayacağını düşünüyorum. Bir nebze de olsa ‘yüreği darda, gönlü bozgunda’ olan yaşlıların kısık olan sesini duyurmaya, yaşam alanlarını genişletmeye, yaşlı hakları konusunda farkındalık çalışmalarına katkı vermeye yararı olacağını düşünüyorum.
“bianet.org” ve “yaşlıyımhaklıyım.com” sitesinde yayımlanan yazılarım ile ”Dokunsan Kırılan Dokunmasan Kuruyan İnsanlar https://www.dipnotkitap.com/kitap/dokunsan-kirilan-dokunmasan-kuruyan-insanlar/91” adlı kitabımdaki ,hikayelerden oluşan çalışmamda “Ölsem De Seni Bin Yıl Sağ Gibi Sevsem”, “Samoyet Teyze”, “İki Asır İki Aşk”, “Ananem Aşık Oldu”, “Zalife Teyze: İnsan Ömrünü Nereye Vermeli”, “Makbuş: Kendini Martılarla Bir Tutan Kadın”, “Menekşe Hanım: Huzurevinde Bir Leydi”, ”Erkan: Yüreği Spastik Olmayan Adam, “Kehruba Teyze: Çınlayan Kahkahalarla Yorgunluk Atan Kadın”, “Yaşa Yaşa Gör Temaşa”, “Dilbahar’ın Çöp Evi”, “Huzurevinde Bir Yakışıklı” ve “Güleser Abla: Hayatının En Güzel Yaşlarındaki Kadın” adlı videolar yer alıyor.
“Hikayelerle Yaşlılık Halleri” çalışmasında yazdığım hikayeleri tiyatro sanatçısı Hülya Savaş seslendirdi. Videoların yönetmenliğini Ebru Baran yaptı. ,Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı (4. Dönem) desteğiyle hayata geçen çalışma, yine Sivil Düşün Programı (3. Dönem) desteğiyle hayata geçirdiğim “yaşlıyımhaklıyım” web sitemde yayımlanıyor.
Videolara https://www.yasliyimhakliyim.com” web sitesinden ve yaşlıyımhaklıyım https://www.youtube.com/playlist?list=PLzH1HV4WtWMCsp06VEDlZK51OomUFZDkm Youtube kanalından ulaşmak mümkün.
İyi seyirler…
İyi dinlemeler…
Şadiye DÖNÜMCÜ
Sosyal hizmet uzmanı
15.02.2021
Yaşlılar Haklıdır
PANDEMİDE YAŞLI OLMAK
Yaşlıyım Haklıyım
2020 Dünya Alzheimer Günü
Söyleşi
Alzheimer Hastalığı
Basında Yaşlılık
Yaşlılık İlkeleri
Dokunsan Kırılan Dokunmasan Kuruyan İnsanlar
Beli bükülmeden, gücü sıfırlanmadan, yüzü buruşmadan, dert çekmeden dünya değiştirmek isteyen Mehmet Amca’yı tuttuğu futbol takımını şampiyonluğa götüren maç sonrası kaybettiğimizde, yıllar önce terk ettiği evinin bahçesindeki ağaç ve çiçeklerini anlatan Remzi Baba’nın gözlerindeki kırağılaşmış yaşları gördüğümde, odasına her geleni “Yaşasın, tavuklu jambonlu özgürlük sandviçim geldi! Hadi verin” diye karşılayan Nuriye Teyze’yi izlerken, köy kökenli kadın yaşlının kent kökenli kadın arkadaşına “Ne kadar güzelsin! Yorgan gülü gibi” dediğini duyduğum anda renk değiştirdim.
Gazete okuyan Hasan Amca’ya “Ne var, ne yokmuş dünyada?” diye sorduğumda “Bilmem ki… Okuyorum güya. Ancak bir alt satıra indiğimde üst satırda ne yazıldığını unutuyorum, evlat” yanıtını aldığımda, erkek olmadığım ve genç olduğum için huzurevini yönetemeyeceğime inanan Mehmet Amca’nın ilettiği sorunları çözdüğümde “Başarıyorsun ama, yine de erkek olsaydın daha iyiydi” dediğini duyduğumda renk değiştirdim.
İlk kez gittiği bale gösterisinde kostümleri açık-saçık bulan yaşlı tarafından “Bizi günaha soktunuz” diye suçlandığımda, her sabah odasındaki dahili telefonla ‘Sevdim bir genç kadını’ ya da ‘Günaydınım, nar çiçeğim, sevdiğim’ şarkılarıyla Doğaner Bey aniden dünya değiştirince toparlanmakta zorlanan Efsun Hanım omzuma yaslanıp ağladığında renk değiştirdim.
Odasının penceresinde kuşlara ekmek ikram eden Vedat Amca “Bu dünyada hiç değilse bir sürü kuşun açlıktan ölmesini engellemeye yarıyorum” dediğinde renk değiştirdim.
Bu kitapta yaşlılara değgin hepimizin yaşadığı ya da tanık olduğu hikayeler anlatılıyor. Kâh güldüren kâh hüzünlendiren hikayeler…