Aktif Yaşlanma, Yaşlılık

“Esefsiz,Güvenle Emniyetle Gölgeli Bir Bahçeye Girer Gibi Girebilmek Usulca İhtiyarlığa”

``Esefsiz,Güvenle Emniyetle Gölgeli Bir Bahçeye Girer Gibi Girebilmek Usulca İhtiyarlığa”

DÜNYA DA, İNSANLAR DA YAŞLANIYOR

Yaşlanma Evrensel Ve Doğasal Bir Olgu
Doğanın evrensel bir olgusu, yaşam sürecinin kaçınılmaz bir dönemi olan yaşlanma; insan türünde zamana bağlı değişimlere yol açar. Biyolojik bir süreç olsa da her bireyin yaşlanmasındaki (erken/geç, sorunlu/az sorunlu gibi) farklılıklar; bireyin kişiliği, kalıtımsal özellikleri, yaşam biçimi, işi, kronik hastalıkları, beslenmesi toplum ve çevresinin tarafından algılanış şekli, çevre koşulları ve kültürel çabalarından kaynaklanmaktadır.   
 
Yaşam süresinin uzunluğu bireyden bireye, toplumdan topluma, çağdan çağa, coğrafyadan coğrafyaya değişirken, yaşlıların toplum içindeki statüleri toplumun gelişmişlik düzeyinden çok değerlerine, gelenek ve kültürüne göre değişmekte, yaşlılara verilen hizmetler de dinsel ve kültürel düşünce hareketleriyle toplumun refah düzeyine koşut gelişmektedir.

Evrensel Bir Sosyal Sorun: Yaşlılık:

Toplumsal değişme ve gelişme sürecinde; geniş ailenin çekirdek aileye dönüşmesi, kadının çalışma yaşamına katılması, gelenek, kültür ve değerlerin değişmesi, aile değerlerinin farklılaşması, coğrafi hareketliliğin artması, sağlık alanındaki gelişmeler, kentleşme, eğitim düzeyinin yükselmesi, sosyal güvenliği olan kişi sayısının artması, aile üyelerinin yükümlülüğünün azalması ve ortalama insan ömrü uzadığından yaşlı nüfusun artması nedeniyle yaşlılık çok yönlü bir sosyal sorundur.

Bireyin sosyal ilişkilerini, yaşam doyumunu, fiziksel etkinliğini, uyku süresini, dış görünüşüne ve giyimine gösterdiği özeni azaltan, kendisine ilişkin algı ve tutumları olumsuzlaştıran, asabileşmesine, tahammülsüz davranışlar geliştirmesine, emeklilik nedeniyle gelirinin azalmasına, rol ve fonksiyon kaybına uğramasına ve statü değiştirmesine neden olan yaşlılığın getirdiği bu değişiklikleri kabullenmek yaşlanan birey açısından kolay olmamaktadır.

Yaşlılara Yönelik Negatif Ayrımcılık Evrensel

Toplumsal değerler ve “Yaşlı; tüketici-memnuniyetsiz-müşkülpesenttir.”, “Yaşlılar bencil-sağlıksız hoşgörüsüz-katı-geri kafalıdır.”, “Yaşlıların kafası basmaz”, “Yaşlılar gençleri sevmez.”, “Yaşlılık durağan ve değişmez bir dönemdir” gibi kalıp yargılar, “Yaş yetmiş, iş bitmiş”,”Ağaç yaşken eğilir”, “ Kurt kocayınca, köpeğin maskarası olur”, “Eşek kocamakla (büyümekle) tavla başı olmaz”, “Çaptan düşmek”, “Çürüğe çıkmak”, “Okunu atmış, yayını atmış”, ”Ununu elemiş, eleğini asmış” “Elin ermez, gücün yetmez: Ele şenlik olursun”, “Artık köşende oturma zamanı”, “Yaşından utanmıyorsan, ak saçlarından utan!” gibi atasözü ve deyimler toplumun parçası olan bireyleri şekillendirmektedir. O toplumda yaşlanan bireyin de bu anlamda durumu zorlaşmaktadır.

Yaşlılık yüzünden çevresel faktörlere uyum sağlayabilme yeteneği azalan (DSÖ tanımı) yaşlıların; özgüvenlerinin azlığı, göreli yoksullukları, kuşaklar arası gerilim, bağımlı yaşamaları, gelir yetersizliği, potansiyellerinin tanınmaması ve kullanılmaması, yaşa göre kategorize edilmeleri, yaşlılığa hazırlanmamaları, sosyal yoksunlukları, günlük yaşamlarını idame etmekte yetersiz kalmaları, hizmetlerden yararlanma kapasitelerinin azalması, aile üyeleri ve arkadaş kaybı yaşamaları, fiziksel ve entelektüel fonksiyonlarının azalması gibi nedenlerle toplumdan marjinalize edilerek negatif ayrımcılığa tabii tutulması ve onlar için gerekli sosyal politika ve stratejilerin yaşama geçirilmesini engelleyen yaşlı ayrımcılığı (Ageizm), bu kesimin, toplumun diğer kesimleriyle bütünleşememesine yol açar.

Yaşlı Nüfusun Artışı: Evrensel Bir Olgu.

Ortalama yaşam süresinin yaklaşık yirmi yıl arttığı ve yaşlı nüfusun oransal ve sayısal olarak arttığı 20inci yüzyılda bireylerin yanı sıra toplumların da yaşlanması konusu gündeme gelmiştir.

Çeşitli kaynaklarda; AB Ülkelerinde 2020 yılında 65 (+) yaş nüfusun toplam nüfusa oranının % 21 olacağı, 1950-2000 yılları arasında 46’dan 66’ya çıkan ortalama yaşam süresinin 2050’de 76’ya çıkacağı, 2000 yılında 600 milyon olan 60(+) yaş nüfusun, 2050’de 2 milyara çıkacağı, Küresel olarak 2000-2050 yılları arasında toplam nüfus içinde 60(+)yaş nüfusun oranının %10’dan %21’e yükseleceği, çocuk nüfus oranının ise 1/3 oranında düşeceği, Gelecek 50 yılda yaşlı nüfusun dört kat artacağı, 2050 yılında bazı gelişmiş ülkelerde yaşlı sayısının çocuk sayısının iki katı olacağı, 2025 yılına kadar gelişmiş ülke nüfuslarının %82’sinin, gelişmekte olan ülke nüfuslarının yarısından daha az bir kısmının kentsel alanlarda yaşayacağı, 60( +) yaş kadın, erkek oranının, 2050 yılında 100/87’ye düşeceği, 2000 yılında 70 milyon kişi olan 80(+) yaş ileri yaş grubunun, 2050 yılında beş kat artacağı varsayımları yer almaktadır.

Yaşlı Hakları Evrensel

20inci yüzyılda endüstrileşmesini tamamlayan ülkelerin nüfus yapısında oluşan değişim yaşlılığı bir sosyal sorun haline getirince farklı durumlara uyarlanabilecek özel önlemler alınması gündeme gelmiştir.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu(BMGK)’nca, 26.Temmuz/6.Ağustos-1982 tarihleri
arasında Viyana’da yapılan 1. Dünya Yaşlanma Asamblesi’nde; yaşlanma sürecinin özellik ve sorunlarını ele almış ve “Bağımsızlık, Katılım, Bakım, Kendini Gerçekleştirme, İtibar” başlıkları altında saptanan 1982: Yaşlılık İlkeleri”ni (Ek:1) tüm dünya ülkelerinin yaşlanma konusundaki düşünce ve planlama sürecine yol göstermiştir.

BMGK’nun yönlendirdiği “Bütün Yaşlılar İçin Toplum” ana temalı “1999-Dünya Uluslar Arası Yaşlılar Yılı” çalışmalarında yaşam boyu bireysel gelişme – kuşaklar arası ilişkiler – toplum yaşlanması – kalkınma-yaşlı ilişkisi gündeme getirilerek; uzun vadede yaşlanma konusunun tüm sektörlere dahil edilmesi, sorunun dünya çapında fark edilmesi, araştırma ve politik eylemlerin arttırılması, yaşlıların tam katılımıyla oluşan eşitlik esasına dayalı, ayrımcılığın olmadığı, bütün yaş gruplarını kapsayan bir toplum yaratılması, bütün insan haklarının ve temel özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesine anlamlı katkı sağlanmıştır.

İlk asamble sonrası geçen yirmi yılda, küresel yaşlanmanın kalkınma sürecine katılabilmesi için yaşlanmaya ilişkin politikaların saptanan rehber ilkeler doğrultusunda yaşamın her alanında kalkınmaya yönelik, toplumu bütüncül olarak ele alan bir bakış açısına gereksinim duyulduğundan Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, “2. Dünya Yaşlılar Asamblesi” için Nisan’ 2002’de Madrid’de toplanarak yaşlanma olgusunu “Yaşlılar Ve Kalkınma – Yaşlılıkta Sağlık Ve Refahın Sağlanması – Olanaklar Sunan, Destekleyici Ortamların Sağlanması” başlıklı öncelikli konular çerçevesinde ele alarak “Yaşlanma-2002: Uluslar Arası Eylem Planı”(Ek:2) hazırlamıştır.

Yaşlılar İçin Evrensel Çaba Harcanıyor

Dünya Sağlık Örgütü(DSÖ)’nün “21inci Yüzyılda Herkes için Sağlık “ temasında 5inci hedef doğrudan yaşlı bireyle, 13üncü hedef ise sağlıklı ortam olanağı sağlamaya ilişkin düzenlemeleri içermektedir. ‘Uluslar Arası Nüfus ve Kalkınma Konferansı’nda; yaşlı bireyin toplumun kalkınmasında önemli bir kaynak olarak ele alınması, aile üyelerinin yaşlı bireye bakabilmesi için gereken sosyal destek sistemlerinin sağlanması, yaşlı birey için sağlık bakımı, ekonomik ve sosyal güvenlik sistemlerinin oluşturulması vb.gibi hedefler belirlenmiştir.

Yaşlanmakta olan nüfusun sosyal, sağlık ve ekonomik sorunları ve yaşlı insanların (yoksul ve kadın olanların) gereksinimlerine çözüm yolu üretecek kamu politikasını etkilemeyi amaçlayan ve konuyla ilgili araştırmaları destekleyen Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA)’nun Bildirgesi’nde “2015 yılına dek yoksulluk içinde yaşayan insanların – yaşlıların da- oranının yarıya indirilmesi “ hedefi yer almaktadır.

Sosyal Hizmet Yaşlılara Müdahildir.

Yoksulluk, cinsiyet ayrımcılığı, ırkçılık, din gibi genel temalardan etkilenerek toplumsal yaşamın tehdidi altında incinebilen / savunmasız kalan gruplar içinde yer alan yaşlılar için aile fonksiyonlarının toplum tarafından üstlenilerek bireylerin yaşam standartlarını korumayı ve yürütmeyi amaçlayan (odak:toplum) örgütlü sosyal refah hizmetleri ile ve bireylerin iyilik durumunu geliştirerek onları güçlendirmeyi ve özgürleştirmeyi amaçlayan (odak:birey) örgütlü sosyal hizmet programları önem kazanmıştır.

Dünyada (ve ülkemizde) insan hakları alanındaki gelişmeler devletin yapıcı sorumluluğunu harekete geçirerek, yaşlıların karşılaştığı sorunların neden ve belirtilerini, hizmet sunumundaki eksikliklerin etkilerini azaltabilmek için koruyucu, önleyici ve destekleyici nitelikli sosyal hizmetlere ağırlık vererek yaşlılara yönelik sosyal hizmetlerin gelişmesini sağlamıştır. Tüm dünyada yaşlıların kurumda bakılması konusu eleştirilse de, bu hizmetten vazgeçilmesi mümkün olamamaktadır.

Yaşlılara Yönelik Kurum Bakımı Hizmetleri

Dünyadaki genel uygulamada kısmi/tam olarak sürekli bakıma gereksinim duyan, tüm olanakları tüketmiş, kendi başına bağımsız olarak yaşamını sürdüremeyen, sosyal ve psikolojik açıdan yalnızlık ve güvenlik gereksinimi duyan yaşlılara huzurevlerinde, ,ağır somatik ve psişik sorunları olan (yatağa bağımlı, demans ve Parkinson hastası vb.) yaşlılara tıbbi refakat ve terapi imkanları bulunan sağlık kuruluşu niteliğindeki bakımevlerinde hizmet verilmektedir.

Aile dışında bir bakım biçimi olan kurum bakımı;

  • Bildiği / alıştığı / hakim olduğu, kendini güvende ve özgür hissettiği, anılarıyla beraber olduğu evindeki yaşamdan vazgeçmek durumunda kalan yaşlı huzurevinde çevre denetimini göreli olarak yitirdiğinden; yeni konumunu kabullenemeyerek uyum sorunları yaşaması,
  • Yaşlının ilk kez karşılaştığı farklı yaşam deneyimleri, kültürü, eğitimi ve sosyo-ekonomik koşulları olan akranlarıyla bir arada olmaktan ve ortak kullanım alanlarını paylaşmaktan kaynaklanan sorunlar yaşaması,
  • Statü kaybına uğradığını düşünen yaşlının, değişik savunma mekanizmaları geliştirerek davranış bozukluğu göstermesi,
  • Toplumsal hayattan soyutlama riskinin çok yüksek olması,
  • Aile yakınlığı, sevgisi ve ilgisinden, bedensel temaslardan yoksun kalan yaşlının öz güven duygusunun azalması dahil psikolojik ve sosyal yoksunluklar yaratması,
  • Kamusal ekonomik maliyetinin yüksek olması,
  • Yaşlının vardiya sistemiyle çalışan görevlilerle düzenli ilişki geliştirmekte zorlanması,
  • Yaşlıların gereksinimlerinin fark edilmesinde ve sorunlarının çözümlenmesinde aksaklık ve yetersizlikler oluşması,
  • “Ailesinin yanında / evinde olmak yaşlının yüksek yararına” olduğu halde, sosyal yardımlarla desteklenmeyip, ekonomik (yoksulluk) nedenlerle kuruma yerleştirilen yaşlının bu durumu kabullenememesi,
  • Aile ve yakınları yanında bakılamayacak durumda olan, ihmal, istismar, kötü muameleye maruz kalan, toplumun yaygın ve geçerli ahlak kurallarına aykırılığı olan yaşlıların aynı bina içinde bakılmasından kaynaklanan sorunlar yaşanması gibi nedenlerle eleştirilmektedir.

Yaşlılara Yönelik Evde Bakım Hizmetleri

“Bakım gereksinimi olan yaşlıya; kendi (bildiği, alıştığı, hakim olduğu, kendini güvende ve özgür hissettiği, anılarının olduğu) ortamında (evinde / çevresinde) yaşamını bağımsız olarak sürdürmek, yaşam kalitesini arttırmak amacıyla farklı meslek elemanlarından (Doktor, Hemşire,Sosyal Hizmet Uzmanı, Psikolog, Fizyoterapist, Diyetisyen, Bakım Elemanı ve diğer görevliler) oluşan bir ekibin sürekli / süreli olarak kapsamlı ve organize bir biçimde koruyucu, önleyici, tedavi edici hizmet (psiko-sosyal, fizyolojik – tıbbi destek, sosyal hizmet) sunmak” olarak tanımlayabileceğimiz “yaşlıya yönelik evde bakım hizmetleri”; sağlık – sosyal hizmet kurumlarında ve evinde yaşayanlara ev içinde / dışında verilmektedir.

Yaşlının toplum içinde üretken ve bağımsız hale gelerek, yaşam sürdürmesini amaçlayan bu hizmetin organizasyonunun sektörler arası işbirliğiyle yapılması, ev dışı hizmetlerle desteklenmesi. bakım verenlerin ve aile üyelerinin profesyoneller tarafından eğitilmesi, bakım esnasında ciddi sağlık sorunları oluştuğunda profesyonel desteğe başvurulması önemlidir.

ÜLKEMİZ DE, İNSANLARIMIZ DA YAŞLANIYOR

Ülkemiz Yaş Yapısı Değişiyor
1935 yılında toplam nüfus içindeki 65(+ )yaş nüfusun payı %3.9 iken, 2005 yılında bu oranın %5.6’ya yükseldiği, çocuk nüfus oranının %41.4’den 29.8’e düştüğü, 2050 yılında 16 milyon yaşlı olacağı ve 0-14 yaş nüfusu ile oransal farkın kapanacağı öngörüleri ülkemiz nüfus yapısındaki değişimin en bariz göstergesidir.

“Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması” bulgularına göre; doğurganlık hızının 2.2 ye düştüğü, doğuşta yaşam beklentisinin (2004 yılı) 71.1 olduğu, kentsel alanda %6 olan yaşlı nüfus oranının, kırsalda %9‘a çıktığı, kadınların (%53. 8), erkeklerden fazla olduğu, 2000-2005 yıllarında doğuşta beklenen yaşam süresinin erkeklerde 68.9, kadında 73.8 olduğu, eğitimi bulunmayan / ilk okulu bitirmeyen kadın oranının %84, erkek oranının %70 olduğu, lise ve üstü eğitim almış kadın oranının %2, erkek oranının %4 olduğu, erkeklerin %86’sının kadınların ise %45’inin evli olduğu, kadınların %53’ünün, erkeklerin % 14’ünün dul olduğu, her 10 yaşlıdan 7’sinin çocukları ile aynı evde / çocukları ile aynı bina-sokak-mahallede oturduğu, yaşlı nüfusun %43’ünün ihtiyaçlarını kendisinin karşıladığı, yaşlı nüfusun %56’sının herhangi bir gelire sahip olduğu, kadınların %38’inin, erkeklerin %75’inin gelir sahibi olduğu, yaşlı erkek nüfusun %46’sının, kadınların %6’sının emekli maaşı olduğu, dolaylı emekli maaşı alan kadınların oranının ise %16 olduğu, kadınların %10’unun yaşlılık aylığı aldığı ve kadınların sadece % 1’inin çalıştığı saptanmıştır.

2000’li yıllarda gelişmekte olan ülkeler kategorisinde ve Avrupa Birliği’ne aday bir ülke olarak, yaşlı nüfusun genel nüfusa oranla artışının gelişmiş ülkelerden iki kat daha fazla olacağı tahmin edildiğinden bu demografik durum; yaşlılık alanı dahil değil, çalışma, ekonomi, eğitim, konut, sosyal hizmet ve sosyal güvenlik vb. gibi alanlarda yeni düzenlemelerin yapılmasını zorunlu kılmaktadır.

Ülkemizde yaşlı hizmetlerinin geçmişi
Tarihsel açıdan ülkemizdeki yaşlılıkla ilgili toplumsal kalıplara bakıldığında, eski Türklerde (kadın/erkek) ‘ata’nın sosyal yardımla ilgili inanç ve gelenekler nedeniyle korunarak saygı duyulduğu, tecrübeli yaşlıların topluluk içinde yararlı ve saygın kişi olarak kabulünün töreleştiği, öldükten sonra da yaşayan ruhunun varlığı ile aile içinde yerini kaybetmediği, şamanistik dönemde, şamanların yaş ve deneyimleri ile toplumda etkin oldukları, Oğuzlar’ın da büyüklerine bağlı olduğu, islamiyet sonrası da dinsel inanç gereği muhtaç ve güçsüzlere yardım ettikleri bilinmektedir.

Selçuklular döneminde (11. yüzyıl) Sivas’ta yaşlılara koruma ve bakım hizmeti vermek amacıyla kurulan Darülreha (Huzurevi), Türk toplumunun yaşlıları kurumsal anlamda da korumaya aldığı, Osmanlılar döneminde imarethaneler, aşevleri ve tekkelerin muhtaç yaşlılara hizmet verdiği bilinmektedir.

Belediyelere bakıma muhtaç kişilerin (yaşlıların da) korunması, yaşlı evleri yapma ve yönetme yükümlülüğü getiren Belediye Kanunu(1930) ile değişik belediyeler aceze evleri / güçsüzler yurdu / düşkünler evi / huzurevi adı altında yatılı yaşlı kuruluşları açılmıştır. Bu dönemde bazı gönüllü kuruluşlar, azınlıklar ve gerçek kişilerin de yaşlılar için yatılı yaşlı kuruluşları açmıştır.

Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı bünyesinde her türlü sosyal yardım ve güvenlik hizmetlerini düzenlemek, korunmaya muhtaç yaşlı, çocuk ve özürlülerin bakımı, yerleştirilmesi ve rehabilitasyonu ile çalışma gücünden yoksun yoksul kimselerin sosyal güvenliğini sağlamak üzere kurulan Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğü(1963) ile; tarih boyunca yaşlı kişilere plansız ve programsız olarak verilen hizmetlerin bir bütün olarak ve insan onuruna yaraşır şekilde sistemli olarak götürülmesi sağlanmıştır. Kalkınma planlarında sosyal güvenlik/sosyal hizmetler başlığı altında yaşlı politikalarına yer verilmiştir.

1982’ Anayasası ile; sosyal hizmetler alanına giren gruplar belirlenmiş, korunmaya, bakıma, yardıma ve rehabilitasyona muhtaç çocuk, sakat ve yaşlılara öncelik tanıyarak, devletin bu alanda gerekli teşkilat ve tesisleri kurması / kurdurması(61. madde) hükmü getirilmiştir.

Yaşlılara Yönelik Yasal Düzenlemeler

2828 sayılı “Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Kanunu” (1983) ile sosyal hizmetlere ilişkin faaliyetlere devletin denetim ve gözetiminde halkın gönüllü katkı ve katılımı da sağlanarak bir bütünlük içinde yürütülmesi esası getirilmiş olup, kurulan SHÇEK Genel Müdürlüğüne de ekonomik ve sosyal yoksunluk içinde olan özel ihtiyaç gruplarının (aile, çocuk, sakat, muhtaç yaşlı ve diğer kişiler) ihtiyaçlarının karşılanmasını, çeşitli sorunların önlenmesi ve çözümlenmesine yardımcı olunmasını, hayat standartlarının iyileştirilmesini amaçlayan sistemli ve programlı hizmetler bütünü olarak mahalli ve ulusal düzeyde planlama, yönetim ve denetleme görevi verilmiştir.

2022 sayılı “65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz, Kimsesiz Türk Vatandaşına Aylık Bağlanması Hakkındaki Kanun”(1977) ile 65 yaşını doldurmuş kimsesiz, bakıma muhtaç olan ve hiçbir maddi geliri bulunmayan yaşlılara aylık bağlanması uygulaması başlamıştır. Emekli Sandığı’nca Temmuz’2007 itibarıyla 927.318 kişi yaşlılık, 86.361 kişi malüllük, 240.851 kişi sakatlık aylığı olmak üzere toplam 1.254.000 kişi bu olanaktan yararlanmaktadır.

3294 sayılı “Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu”(1986) ile; fakrü zaruret içinde ve muhtaç durumda bulunan sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olmadığından aylık ve gelir almayan (yaşlılık aylığı alanlar dahil) yaşlılara Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü olanakları, her il ve ilçede bulunan Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıfları aracılığı ile ayni ve nakdi yardım yapılması sağlanmıştır.

580 – 5393 sayılı “Belediye Kanun”ları ile; belediyeler korunmaya muhtaç yaşlıya da sahip çıkmakla yükümlü kılınmıştır. İlgili mevzuat dayanağında; yaşlılar için huzurevi açma, ücretsiz poliklinik – ilaç yardımı, ambulans hizmeti, gıda – yakacak yardımı, ücretsiz ulaşım hizmeti, nakdi yardım ve aşevi hizmeti verilebilmekte, bazı sosyal etkinlikler gerçekleştirilmektedir.

5216 sayılı “Büyükşehir Belediyesi Kanunu”nda “hizmet sunumunda özürlü, yaşlı, düşkün ve dar gelirlilerin durumuna uygun yöntemler uygulanır.” hükmü yer almıştır. Belediyeler bu görevi nüfus, gelişmişlik ve gelir durumuna göre yerine getirmektedir. İhtiyarlar / Düşkünler / Güçsüzler / Bakım Yurdu / Huzurevi adı altında yaşlı kuruluşu açamayan Belediyeler bu amacı gerçekleştirecek olan kurumlara arsa temin etmekte, 60(+)yaştakilere ücretsiz/indirimli şehir içi ulaşım hizmeti vermekte, ekonomik yetersizliği belirlenenlere ayni ve nakdi yardım yapmaktadır.

5378 sayılı Özürlüler Kanunu(1.7.2005) çerçevesinde özürlülüğün erken teşhisi, değerlendirilmesi ve tedavisine yönelik maddelere yer verilmiştir.

Ülkemizde belirli bir süre çalıştıktan sonra emeklilik aylığı almağa hak kazanmış olanlara yönelik sosyal güvenlik hizmetleri, yaşlıya yönelik hizmetlerin en önemli bölümünü oluşturmaktadır. Sosyal güvenlik hizmetleri Sosyal Güvenlik Kurumu(SGK) bünyesindeki Emekli Sandığı(ES), Sosyal Sigortalar Kurumu(SSK), Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar(Bağ-Kur) tarafından verilmektedir.

4632 sayılı Kanun dayanağında kamu sosyal güvenlik sistemini tamamlayıcı, oluşturulacak fonlarla sermaye piyasasını derinleştirici ve uzun vadede sermaye birikimi sağlayıcı bir sistem olan “Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi”nden medeni haklarını kullanmaya haiz, en az 10 yıl pirim ödeyen kişiler yararlanmakta ve 56 yaşında emekli olabilmektedir.

7397 sayılı Sigorta Murakabe Kanunu çerçevesinde işleyen “Sigorta Murakabe Sistemi”nden başka bir sigorta kuruluşuna tabi olup ek sigorta haklarından yararlanmak isteyenlerle herhangi bir sigorta kuruluşuna tabi olmayan kişiler yararlanabilmekte ve özel sigorta şirketleri aracılığıyla emeklilik hakkı kazanmaktadır. Özel Sigorta Şirketleri sağlık, hayat, ferdi kaza ve ölüm teminatları da vermektedir.

Ülkemizde yaşlı olmak zor
Toplumsal değişme ve gelişme sürecinde ailelerin küçülmesi yapısal davranış ve değer değişimine yol açarak aile içindeki yaşlının statü ve fonksiyonlarını etkilemiştir. Aileler kır ve kentte ayrı hanelerde otursalar da, akrabalar arası yardım ve destek sürdürülmüştür. Yetişkinler maddi desteğin yanı sıra, çocuk bakımında da ana-babadan yardım alırken, yaşlı ana-babanın bakım ve geçim sorumluluğu da yetişkin çocuklara düşmüştür. Ancak kadının çalışma yaşamına katılması, gelenek, kültür ve değerlerin değişmesi, coğrafi hareketliliğin artması, aile üyelerinin yükümlülüğünün azalması gibi nedenlerle ve başta bakım olmak üzere yaşlılar çok yönlü sorunlarla yüz yüzedir.

Yaşlılara verilen sosyal hizmetler

Sosyal devlet olgusunu temel alan ülkemizde yaşlılara yönelik örgütlü sosyal hizmetler yoğunluklu olarak kamu tarafından verilmekte, gönüllü kuruluşlar da katkıda bulunmaktadır.

2828 sayılı Kanun ile ülkemizde sosyal yoksunluk ve/veya ekonomik yoksulluk içinde bulunan yaşlıların yaşam standartlarını koruma ve yükseltme amaçlı tüm hizmetleri planlamak, düzenlemek, izlemek, koordine etmek ve denetleme görevi SHÇEK’e verilmiş ve muhtaç yaşlıların tespiti, korunması, bakımlarının sağlanması ile ilgili hizmetleri yürütmek, bu hizmetler için gerekli sosyal hizmet kuruluşlarının tesisi ve işletilmesi ile ilgili görevleri yerine getirmek üzere Yaşlı (Bakım) Hizmetleri Dairesi kurulmuştur.

Yaşlılara yönelik kurum bakımı hizmetleri

Ülkemizde semt yaşlılarına yönelik bakım, aileye yönelik bakım olanakları, yaşlılara gündüzlü bakım hizmetleri yaygın olmadığı ve bakım modeli huzurevi hizmeti olarak biçimlendiğinden; kendi evinde bağımsız olarak yaşayabilecek koşullarda olup, tedavi (tıbbi tedavi, tansiyon ölçümü, insülin yapılması vb), bakım (bedensel), refakat (sorunlu zamanlarda hastaneye gidiş gelişlerde yardımcı olacak) terapi imkanı bulamayan, evini ve kendisini geçindirecek kadar geliri bulunmayan, ev işi yapabilecek fiziki gücünü yitirdiğinden desteğe ihtiyaç duyan yaşlılar huzurevini tercih etmektedir.

SHÇEK, yaşlılara yönelik kurum bakımı hizmetlerini üç yönetmelik çerçevesinde yürütmekte olup, huzurevleri özel, kamu kurum ve kuruluşları ile Kurum tarafından açılıp, işletilmektedir.

Özel Huzurevi Hizmetleri

2828 sayılı Kanun dayanağında çıkarılan “Özel Huzurevleri ve Yaşlı Bakımevleri Yönetmeliği”(3.Eylül.1997) ile, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişilerine ait huzurevi ve bakımevlerinin açılış, hizmet, personel ve işleyiş koşulları ile ücret, denetim, devir ve kapatılma işlem ve esasları belirlenmiştir. Bu kuruluşlara kabul edilecek yaşlılarda 55(+)yaş olma şartı aranır. Sosyal ve / veya ekonomik yönden yoksunluk içinde bulunan, kuruluş bakımına ihtiyacı olan yaşlı bireyler özel huzurevlerinde, özel bakıma ihtiyaç duyan yaşlıların ise özel bakımevlerinde bakım ve korunmaları sağlanmaktadır.

Mart’2008 itibarıyla . 41’i dernek ve vakıflara, 106’sı gerçek kişilere ait toplam 147 kuruluşun toplam kapasitesi 7878’dir.

Kamu Kurum Kuruluşlarınca Verilen Huzurevi Hizmetleri

2828 sayılı Kanun dayanağında çıkarılan “Kamu Kurum ve Kuruluşları Bünyesinde Açılacak Huzurevlerinin Kuruluş ve İşleyiş Esasları Hakkında Yönetmelik (05/04/1987) ile ilgili huzurevlerinin açılış, çalışma, fiziki şartlar, personel şartları, teftiş ve denetim işlem ve esasları belirlenmiştir.

Mart’2008 itibarıyla kamu kurum ve kuruluşlarına ait huzurevi sayısı 25 (19’u belediyelere, 6’sı diğer kurumlara bağlı) olup, kapasitesi 4432’dir. T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğüne bağlı Ankara, İstanbul ve İzmir’de toplam 2011 kapasiteli üç huzurevi buluınmaktadır. SSK Genel Müdürlüğüne bağlı Manisa Salihli Huzurevi de 50 kapasitelidir. Belediyelere ait huzurevlerinin kapasiteleri 7–448 arasında değişmektedir.

SHÇEK Huzurevi Ve Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi Hizmetleri
2828 sayılı Kanun dayanağında çıkarılan “Huzurevleri ile Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezleri (H-HYBRM) Yönetmeliği”(21.02.2001) ile hükümlerine göre; kuruma bağlı H-HYBRM’lerindeki hizmetin tür ve niteliğine ilişkin esasları (kuruluş ve personelin görev yetki ve sorumlulukları, kurullar, komisyonlar, servisler, kuruluş bölümleri, kuruluşlara başvuru şekli kabul, ayrılış, izin-ücret, yardımlar, hizmetler, disiplin, mesleki çalışma, geçici ve gündüzlü bakım, yaşlının uyması gereken kurallar, giderler, ücretsiz yaşlılara yapılacak giyim yardımı ve besin istihkakları ve tabelaları vb.) belirlenmiştir.

Anılan Yönetmelikte; “Yaşlı; 60 yaş üzerindeki, sosyal ve/veya ekonomik yönden yoksunluk içinde olup, korunmaya, bakıma ve yardıma muhtaç olan kişi”, “Huzurevi: 60 yaş üzerindeki yaşlı kişileri huzurlu bir ortamda korumak, bakmak, sosyal ve psikolojik gereksinimlerini karşılamak amacıyla kurulan yatılı sosyal hizmet kuruluşu”, “Yaşlı Bakım Ve Rehabilitasyon Merkezi; yaşlı kişilerin yaşamlarını sağlık, huzur ve güven içinde sürdürmesi, kendi kendilerini idare edebilecek şekilde rehabilitasyonlarının sağlandığı, tedavisi mümkün olmayanların ise sürekli olarak özel bakım altına alındığı yatılı sosyal hizmet kuruluşu”, ”Rehabilitasyon; doğuştan veya sonradan herhangi bir hastalık ya da kaza sonucu kalıcı veya geçici olarak bedensel ve zihinsel yeteneklerini değişik derecelerde yitiren yaşlıların limitlenmiş fonksiyon kapasitesinin belirlenerek tedavi edilmesi geriye kalan güç ve yeteneklerini geliştirerek fiziksel, psikolojik, sosyal ve ekonomik yönden var olan kapasitelerinin desteklenmesi ve günlük yaşamda bağımsız duruma gelmesine yönelik çalışma ve yardımlarının tümü”, ”Özel bakım; ruh sağlığı yerinde olup, bulaşıcı hastalığı olmayan, yatağa bağımlı ya da fiziksel ve zihinsel gerilemeleri nedeniyle özel ilgi, destek ve koruma gerektiren yaşlılara verilen hizmet” olarak tanımlanmaktadır.

Ekonomik ve/veya sosyal yönden yoksunluk içinde olup ta, günlük ihtiyaçlarını (yeme, içme ve tuvalet gibi) bağımsız olarak karşılayabilen, sürekli tıbbi bakım ve tedavi gerektiren ağır bir hastalık veya sakatlığı bulunmayan, akıl ve ruh sağlığı yerinde 60 ve daha yukarı yaştaki kişilerin kabul edildiği bu kuruluşlarda ekonomik gücü yerinde olmayan, kanunen kendisine bakmakla yükümlü kimsesi bulunmayan / kanunen kendisine bakmakla yükümlü kimsesi olup ta yükümlülerin ekonomik gücü yeterli olmayan yaşlılar ücretsiz, ekonomik gücü yerinde olup ta sosyal yoksunluk içinde bulunan yaşlılara ücretli olarak hizmet verilmektedir.

Her yıl Genel Müdürlükçe saptanan aylık bakım ücretlerine, yeme, içme, barınma ve her türlü bakım giderleri dahil olup, gerektiğinde değişen oranlarda indirim yapılmaktadır. 65(+) yaştaki ücretsiz yaşlılar 2022 sayılı Kanun’dan yararlanarak yaşlılık aylığı almakta, 60-65 yaştaki ücretsiz yaşlılara da yaşlılık aylığı ile eşdeğer harçlık verilmektedir. Ücretsiz yaşlıların tedavi- ilaç- ortez-, protez giderleri Kurumca karşılanmaktadır

Kuruluştaki yaşlıların günlük ihtiyaçlarının karşılanması, tıbbi bakım ve tedavilerinin yapılması, psikolojik ve sosyal kaynaklı sorunlarının çözümüne yardımcı olunması, sosyal ilişkilerinin geliştirilmesi, boş zamanlarının değerlendirilmesi, aktivitelere katılımının sağlanması, uygun beslenmelerine ilişkin tüm hizmetler, doktor, sosyal hizmet uzmanı psikolog, diyetisyen, fizyoterapist ve hemşire gibi ihtisas elemanlarınca verilmektedir.

Huzurevine alındıktan sonraki süreç içerisinde bedensel ve zihinsel fonksiyon kaybına uğrayarak yatağa bağımlı hale gelen veya kontrol altında bulundurulması gereken bireylerin evlerinde aile yanında bakımı güçleşen yaşlıların bakım ve korunmalarının sağlanması özel bakım hizmetlerini gerekli kıldığından özel bakım bölümleri(YBRM) oluşturularak 60 yaşın üzerinde akıl ve ruh sağlığı yerinde, bulaşıcı ve habis tümöral ya da sürekli tedavi gerektiren bir hastalığı bulunan yatağa bağımlı (yatalak, felçli ve sakat) yaşlıların bakım ve korunmaları sağlanmaktadır.

Mart’2008 itibarıyla 2504’ü özel bakım olmak üzere toplam 7615 olmak üzere toplam kapasiteli 71 kuruluşta yaşlılara hizmet verilmektedir.

SHÇEK’in Yaşlı Dayanışma Merkezi Hizmetleri
2828 sayılı Kanun dayanağında çıkarılan Yönerge doğrultusunda gündüzlü hizmet veren Yaşlı Dayanışma Merkezleri(YDM) ile; yaşamını evde yalnız veya ailesi ile birlikte sürdüren yaşlıların boş zamanlarını değerlendirmelerine yardımcı olmak, yaşam koşullarını iyileştirmek, günlük yaşamla ilgili etkinliklerine yardımcı olmak, rehberlik ve mesleki danışmanlık yapmak, kendi olanakları ile karşılamakta güçlük çektikleri konularda destek hizmetleri vermek, sosyal ilişkilerini ve aktivitelerini arttırılması, dengeli ve düzenli beslenme, sağlık eğitimi, sosyal katılım ve sosyo-psikolojik sorunlara ilişkin eğitim çalışmaları yapılarak, toplumsal yaşamdan izole olmadan bireyi yaşama bağlamak hedeflenmiştir.

Kuruma bağlı Ankara’da 2, İzmir, Çanakkale ve Denizli’de bulunan toplam 5 Yaşlı Dayanışma Merkezi’nde 1053 yaşlıya hizmet verilmektedir. Üyelik sistemiyle çalışan, boş zaman değerlendirmeye yönelik etkinlikler tiyatro, sinema, piknik, gezi, oyun oynama vb. gibi etkinlikler de bulunulan bu merkezlerde yaşlılar için resim, müzik, el beceri geliştirme kursları düzenlenmektedir.

SHÇEK’in Alzheimer Hastası Yaşlılar Gündüzlü Bakım Merkezi Hizmetleri

Ailesi yanında yaşayan Alzheimer hastası yaşlıların evde tek başına kalmasından kaynaklanan riskleri ortadan kaldırarak yaşlının güvenliğini sağlamak, Alzheimer hastası yaşlıyı çeşitli etkinliklerle aktif hale getirerek yaşlıda oluşacak ajitasyonu azaltmak, yaşlının ailesi ile her konuda dayanışma ve paylaşma sağlamak, ailelerdeki çaresizlik ve suçluluk duygularını gidermeye katkı vermek, huzurevi ve bakım evlerindeki yığılmayı önlemek, hasta yaşlıya gündüzlü bakım olanağı sağlanarak yaşlı ve ailesini desteklemek amacıyla açılan Ankara Ümitköy Huzurevi Müdürlüğü Batıkent Alzheimer Hastası Yaşlılar Gündüzlü Bakım Merkezi; 60 yaş üzeri, bulaşıcı bir hastalığı bulunmayan ve yatağa bağımlı olmayan Alzheimerli yaşlılara hizmet verilmektedir SHÇEK, Ankara Yenimahalle Kaymakamlığı ve Alzheimer Derneği işbirliği ile açılan Merkezde 60(+) yaştaki bulaşıcı bir hastalığı bulunmayan ve yatağa bağımlı olmayan Alzheimerli yaşlılara hizmet verilmektedir Anılan Merkez hizmetlerini bir süredir Ümitköy Huzurevi’nde sürdürmektedir.

SHÇEK’in Bakıma Muhtaç Özürlü(yaşlı)lere Yönelik Hizmetleri

“Bakıma muhtaç Özürlülerin Tespiti ve Bakım Hizmeti Esaslarının Belirlenmesine İlişkin Yönetmelik”(30.07.2006) ile “Her türlü gelirleri toplamı esas alınmak suretiyle; kendilerine ait veya bakmakla yükümlü olduğu birey sayısına göre kendilerine düşen ortalama aylık gelir tutarı bir aylık net asgari ücret tutarının 2/3’ünden daha az olan bakıma muhtaç özürlüleri, bu özürlülere verilecek bakım hizmetlerini, hizmetlerin ücretlendirilmesini ve ücretlerin ödenmesi” sağlanmıştır. (Bu Yönetmelik hükümlerinden sadece özürlü yaşlılar yararlanabilmektedir.)

Bakıma muhtaç özürlü(yaşlı) bakım hizmetinden yararlandırılması için; vatandaşlar / yaşlı / yaşlının akrabaları, İl/İlçe Sosyal Hizmet Müdürlüğüne; vukuatlı nüfus kayıt örneği, ikametgâh belgesi, özürlü sağlık kurulu raporu, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı sebebiyle işlerini görememesi / korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gerekmesi / başkalarının güvenliğini tehlikeye sokması nedenleriyle kısıtlanması gereken özürlü(yaşlı) için ilgili mahkemelerden alınmış “kısıtlanması ve bir bakım merkezine yerleştirilmesi kararı” ile velayet altında değil ise vesayet altına alınması ve vasi atanması kararı, .bakmakla yükümlü olunan bireyler kapsamındaki kişilerin gelir ve mal durumuna ilişkin beyan-taahhüt-belgelerle birlikte başvurduğunda Bakım Hizmetleri Talep Formu düzenlenmektedir.
“Bakım Hizmetleri Değerlendirme Heyeti” belgeleri tamamlanan özürlü ve ailesini ikametgâhında ziyaret ederek, hazırladıkları ‘bakım raporu’nda; özürlü(yaşlı)/ bakmakla yükümlü olan ailedeki birey sayısına göre yaşlıya düşen gelir, özürlü(yaşlı) ve ailesinin fiziksel, zihinsel, duygusal, psiko-sosyal ve demografik özellikleri ve özgeçmişleri, özrü / özürlüyü kabullenme durumu saptanarak, verilebilecek hizmet türü hakkında kanaat ve teklif yer alır. Bakım raporunun sonucu olumlu ise önerilen hizmetin türü İl Müdürlüğü’nce onaylanır. Bakım hizmetleri kişisel bakım hizmetleri ve psiko-sosyal destek hizmetlerini kapsamaktadır.
Bakım hizmeti hazırlanan bireysel bakım planı çerçevesinde SHÇEK denetim ve rehberliğinde özürlü yaşlının ikametgahında aynı adreste kalan akrabası / bakıcı personel tarafından verilir. Özel durumlarda akrabasının ikametgahında da verilebilir. Bakım hizmetinin özel bakım merkezlerinden alınması durumunda hizmetin karşılığı olan ücret il müdürlüğünce aylık olarak merkeze ödenmektedir.
Özürlü(yaşlı)ye evde bakım hizmeti karşılığında ödenecek ücret tutarları: gündüzlü bakım merkezlerinden günde 8 saat (tam gün) süreyle hizmet karşılığı 1 aylık net asgari ücret tutarında, 4 saat (yarım gün) süreyle hizmet karşılığı 1 aylık net asgari ücretin yarısı tutarında, merkez bakıcı personelince yaşlının ikametgâhında 3 saat süreyle hizmet verilmesi durumunda bakım merkezine bir aylık net asgari ücret tutarında, akrabaları tarafından günde 24 saat süreyle bakılanlar için aylık net asgari ücret tutarında ödeme yapılmaktadır. Bir akrabanın bir özürlü(yaşlı)ye bakabildiği bu uygulamada özürlü(yaşlı)nün vasisi bakım hizmeti vermeyi talep etmesi ve heyetin de uygun görmesi durumunda vasiye verdiği hizmet karşılığında ücret ödenebilmektedir.

Yaşlılara Yönelik Evde Bakım Hizmetleri“

Ülkemizde toplam 243 kuruluşta 19.925 yaşlıya kurum bakımı olanağı sağlandığından hareketle, 65 (+) yaştaki her 200 yaşlıdan sadece 1’inin kurum bakımı hizmetinden yararlandığı ülkemizde yaşlı refahı açısından evde yaşamını sürdüren yaşlı bireylerin sorunlarının çözümüne ve bu kesime götürülecek hizmetlerin de çeşitlendirilmesi gerekliliğini ortaya çıkarmaktadır. Oysa ülkemizde evinde yaşam sürdüren yaşlılara yönelik hizmetler son derece sınırlı ve yetersizdir.

SHÇEK tarafından “Yaşlı Hizmet Merkezlerinde Sunulacak Gündüzlü Bakım İle Evde Bakım Hizmetleri Hakkında Yönetmelik” çıkarılmasına ilişkin çalışmaların sürdüğü bilinmektedir. Anılan Yönetmelik yürürlüğe girdiğinde evinde yaşam sürdüren yaşlılara önleyici-koruyucu hizmetler ve sosyal hizmetlerin verilmesi, ayrıca evde bakım hizmeti ile ev dışı gündüzlü bakım hizmeti verilmesi mümkün olabilecektir.

Bu düzenlemelerin süreç içerisinde yaşlılara yönelik hizmet sunumunda kurum bakımı seçeneğini ilk seçenek olmaktan çıkaracağı düşünülmektedir.
Yaşlılara yönelik diğer çalışmalar / hizmetler
İl ve ilçelerdeki Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarınca muhtaç yaşlı vatandaşlara ayni ve nakdi yardım yapılmakta, Yeşil Kart uygulaması ile sosyal güvenlikten yoksun yaşlıların sağlık giderleri karşılanmakta, 2022 sayılı yasa uyarınca yaşlılara aylık verilmekte ise de, bu hizmetlerin nitel ve nicel olarak yetersiz kaldığı bilinmektedir.
Sağlık Bakanlığı’nın “Sağlıklı Yaşlanma ve Yaşlıların Sağlığı” ile ilgili sektör içi ve sektörler arası çalışmaları, üniversitelerin değişik fakültelerinde yaşlılara yönelik çalışmalar, bazı tıp fakülteleri hastanelerinde Geriatri Birimleri, Akdeniz ve Hacettepe Üniversitesi bünyesinde araştırma merkezleri bulunmakta ayrıca bilimsel toplantılar düzenlenmektedir. Yaşlılıkla ilgili gönüllü kuruluşlarca değişik araştırmalar yapılmakta, toplantılar düzenlenmekte, yaşlı bakım elemanı yetiştirme amaçlı sertifika programları düzenlenmekte, yayımlar çıkarılmaktadır. Halk Eğitim Merkezlerince, huzurevlerinde yaşlılara yönelik kurslar düzenlenmektedir. Toplu taşım araçlarında, uçak-trenlerde yaşlılara indirim uygulanmaktadır.

Ülkemizde devamlılık gösteren, daimi sakatlık bırakan, fonksiyon kaybına yol açan kanser, AIDS, kalp ve böbrek yetmezliği ve nörolojik ve psikiyatrik rahatsızlıklar gibi kronik hastalığı olan yaşlıların (ve ailesinin de) toplum içerisinde bakımını destekleyici, uygulamalar bulunmamaktadır.

Yaşlanma Ulusal Eylem Planı

Birleşmiş Milletler “Uluslar Arası Eylem Planı dayanağında Devlet Planlama Teşkilatı(DPT) Müsteşarlığının koordinatörlüğünde başta SHÇEK Genel Müdürlüğü olmak üzere ilgili kamu – sivil kuruluşların katılımı ile oluşturulan “Yaşlanma Ulusal Komitesi”nin hazırladığı ve Yüksek Planlama Kurulu(YPK)’nun 01/05/2007 tarih ve 2007/17 sayılı kararı ile kabul edilen “Türkiye de Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı”nın; birinci bölümünde; Türkiye’nin profili ve demografik yapısı, yaşlı nüfusun durumu ve gelişimine ilişkin analizler, yaşlılara götürülen hizmetler, uygulanan politikalar ve uluslar arası taahhütler, ikinci bölümünde ise oluşturulan üç komisyon tarafından hazırlanan raporlar yer almaktadır.

“Yaşlılar ve Kalkınma Raporu”nda; Yaşlıların toplum ve kalkınma sürecine aktif katılımları, iş ve yaşlanan iş gücü, kırsal kesimde kalkınma, göç ve kentleşme, bilgiye erişim, eğitim ve öğrenim, kuşaklar arası dayanışma ve yoksulluğun ortadan kaldırılmasına ilişkin mevcut durum analizleri ve gerçekleştirilecek eylemler, “Yaşlılıkta Sağlık ve Refahın Sağlanması Raporu”nda; Yaşam boyu sağlığın geliştirilmesi ve refahın arttırılması, sağlık ve bakım hizmetlerine tam erişimin sağlanması, yaşlılar ve HIV/AİDS, bakım verenlerin ve sağlık çalışanlarının eğitimi, yaşlıların ruh sağlığı gereksinimleri, yaşlılar ve yeti yetersizliğine ilişkin mevcut durum analizi yapılarak hedefler belirlenmiş ve gerçekleştirilecek eylemler, “Olanaklar Sunan, Destekleyici Ortamların Sağlanması Raporu”nda: Yaşlılar için konutlar ve yaşanan alanlara yönelik Türkiye’nin mevcut durumu, yaşlı bakımı ve bakım hizmeti verenlerin desteklenmesi, yaşlı istismarı ve ihmali ile yaşlanmaya bakış açısına ilişkin mevcut durum analizleri ve gerçekleştirilecek eylemler sıralanmıştır.

Anılan karar ile; “Ulusal Eylem Planı’nda yer alan eylemlerin uygulamaya dönüştürülebilmesi için, planda yer alan eylemlerden, yaşlıların sorunlarının büyüklüğü ve önceliği göz önünde bulundurularak, öncelikle uygulanması gerekenlerin stratejik planlama yaklaşımı içinde belirlenmesi ve eylemler için hazırlanacak ‘Uygulama Programı’nın esaslarını, çerçevesini, izleme, değerlendirme ve yönlendirilmesine yönelik mekanizmanın SHÇEK Genel Müdürlüğü koordinatörlüğünde, DPT Müsteşarlığı ve ilgili kuruluşların işbirliği ile oluşturulması”nın hükmedildiği ve bu anlamda çalışmalara başlandığı bilinmektedir.

Yaşlılarımızın sorunları çözümlenmeli

Yaşlanma Ulusal Eylem Planı’nda yer alan hususlar doğrultusunda hazırlanacak Uygulama Programı’nda; yaşlı / yaşlanmakta olan bireylerin yaşam kalitesinin arttırılarak sağlıklı yaşam süresinin uzatılması amacıyla;

  • Koruyucu sağlık hizmeti amaçlı tarama programlarının hazırlanarak yaşama geçirilmesi,
  • Hastalığa ve ölümlere zemin hazırlayan çevresel ve sosyo-ekonomik faktörlerle mücadele edilmesi,
  • Sağlıklı yaşam ve kişisel bakım konularında danışmanlık yapılması, aktif ve sağlıklı yaşam tarzının benimsetilmesi ve sürdürülmesine ilişkin programlar geliştirilmesi,
  • Temel sağlık, bakım ve rehabilitasyon hizmetlerine adil olarak ulaşımlarının sağlanması,
  • Kendi kendilerine yeterli olabilmelerinin özendirilmesi,
  • Evde bakım hizmet modeline ilişkin yasal düzenlemenin ivedilikle yaşama geçirilmesi,
  • Resmi/gönüllü evde yaşlı bakım hizmeti vereceklerin eğitim standartlarının belirlenerek eğitilmesi ve istihdamlarına ilişkin düzenlemeler yapılması,
  • Geriatri merkez / birimlerinin kurulması, mevcut kapasitenin ve geriatrist sayısının artırılması,
  • Bakım sigortası uygulamasına geçilmesi,
  • Yeşil Kart işleyişine ilişkin sorunların çözümlenmesi,
  • Yaşlı aylık miktarının asgari ücret düzeyine çekilmesi,
  • Yaşlıların temel sağlık ve bakım hizmetlerinden yararlanması esnasında mali, fiziksel, psikolojik, etik, ayrımcı ve yasal engellerle karşılaşmalarının önlenmesi,
  • Yaşamlarını sürdürdükleri konutun içi ve dışında fiziki güvenlik sağlayıcı düzenlemeler yapılması,
  • Sosyal yaşama katılımlarının sağlanması,
  • Kendilerini çeşitli alanlarda geliştirme, eğitim alma / verme, üretkenliklerini sürdürebilmelerine ortam sağlanması,
  • Kuşaklar arası iletişimi arttırıcı projelerin yaşama geçirilmesi,
  • Yaşlıların demokratik katılımcılığını yerel bazda desteklenmesi,
  • ent planlamalarında yaşlılara uygun mekan ve alt yapı düzenlemelerine yer verilerek ulaşılabilirliğin kolaylaştırılması, sosyal ve kültürel tesislerin oluşturulması,
  • Emekliliğe hazırlık amaçlı programlar geliştirilmesi,
  • Mevcut kurum bakımı hizmet kalitesinin yükseltilmesi,
  • Yeni hizmet modellerinin sektörler arası işbirliği ile yaşama geçirilmesine yönelik eylemlere öncelik verilmesi dileğimizdir.

**Şadiye Dönümcü. Sosyal Hizmet Uzmanı. SHÇEK Yaşlı Bakım Hizmetleri Dairesi Huzurevleri Şube Müdürü. [email protected]
**Başlık: Nazım Hikmet
***Yararlanılan Kaynaklar:

1. Birinci Sosyal Hizmetler Şurası: Yoksulluk ve Risk Gruplarına Yönelik Sosyal Hizmetler Komisyonu” Yaşlılara Yönelik Hizmetler Alt Komisyon Raporu, 2004
2. Birinci Sosyal Hizmetler Şurası Ön Komisyon Raporları ve Bireysel Çalışmaları, Çoğaltım, SHÇEK Genel Müdürlüğü, Ankara Nisan, 2004.
3. Değişen Türkiye’de İnsan Hakları Açısından Sosyal Hizmetler,Ankara 2002 Evin yayıncılık,Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği Yayın No:6
4. Fatma Öz. “Yaşamın son evresi: Yaşlılık Psikososyal Açıdan Gözden Geçirme”.AÜ.Tıp Fakültesi Kriz Dergisi, 10(2) s.17-28.
5. İnsan hakları ve Sosyal Hizmet. Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği. Ankara 2002 Evin yayıncılık, Yayın No:4
6. Nurgül Bölükbaş, Hatice Aslan. “Huzurevinde Kalan Yaşlıların Psiko-sosyal Yönlerinin İncelenmesi”. http://www.dusunenadam.com/aralik03.asp
7. SHÇEK Mevzuatı,
8. Şadiye Dönümcü. “Keşke emekliliğe Hazırlık Programı Olsa!” ,www.bianet.org
9. Şadiye Dönümcü. “Yaşlı ve Sosyal Hizmetler” , “www.ftrdergisi.com.
10. Şadiye Dönümcü. Yaşlılıkta Üretmek: Kendini Sürekli Yeniden Yaratmak” “www.sosyalhizmetuzmani.org”
11. Şadiye Dönümcü.”Yaşlıya Götürülen Sosyal Hizmetlerin Organizasyonu” “www.sosyalhizmetuzmani.org”
12. Şadiye Dönümcü.”Yaşlıların(da) hakları var.” www.bianet.org
13. “Türkiye de Yaşlıların Durumu ve Yaşlanma Ulusal Eylem Planı. DPT(Sosyal Sektörler ve Koordinasyon Genel Müdürlüğü). 2007.Yayın no: 2741”
14. Yaşlılık El Kitabı; SHÇEK Yayınları no 30, Ankara,1996
15. 2000 Genel Nüfus Sayımı, DİE Yayını, Ankara, Mart, 2003

Not: Bu Yazı bianet.org Sitesinde Yayınlanmaktadır.

Listeye geri dön

İlgili Mesajlar

Bir cevap yazın