Rengahenk Yaşlılar

Herkese İnat Günebakan Olan Ayşe-Mustafa’ya Dair

Herkese İnat Günebakan Olan Ayşe-Mustafa’ya Dair

Herkese İnat Günebakan Olan Ayşe-Mustafa’ya Dair

Ayşe… Yaşı 78. Yaşadığı yer Konya- Akşehir. 24 yıl önce eşini kaybetmiş. Eski memleketine gezmeğe gelen ve gençlik yıllarından tanıştığı Mustafa’yla karşılaşınca…

Mustafa… Yaşı 86. Doğduğu yer Konya-Akşehir. 50 yıldır Aydın-Nazilli’de yaşıyor. İlk eşini 35 yıl önce kaybetmiş, ikincisini 7 yıl önce. Yaşamını tek başına sürdürüyor. Gezmeye gittiği eski memleketi Akşehir’de gençlik yıllarından tanıdığı Ayşe’yle karşılaşınca…

İkisi evlenmek için anlaşıp, Nazilli’ye giderek nikah işlemlerine başlıyor. İstenen ‘akıl sağlığı yerindedir’ raporunu hastaneden aldıklarında evlenecekler.

Onlar bu hazırlıkları yaparken, Ayşe’nin ailesi de kayıp ihbarında bulunup, gazetelere ilanlar veriyor. Ayşe’nin -aslında- kaybolmadığı, yeni bir hayat kurmak üzere Nazilli’ye, Mustafa’nın yanına yerleştiğini öğrendiklerinde konu medyaya yansıyor.

Mustafa gazetecilere “İnsanın tek başına yaşaması zor. Ayşe’yle evlenmek için anlaşıp, Nazilli’ye geldik. İkimizde mutlu şekilde yaşam sürdüreceğimize inanıyoruz. Sevmenin ve evlenmenin yaşı olmaz. İnsan, her yaşta sevebilir. Ben de Ayşe’yi sevdim” diyor.

Bu haberi geçtiğimiz günlerde okuduğumda; Ayşe-Mustafa’nın -aslında- kahraman olduğunu düşündüm. Niye?

Birbirlerini sevmişler; kolay mı bu yaşta?

Dayanışmaya, paylaşmaya kalkışmışlar; kolay mı bu yaşta?

Herkesi yokumsamışlar; kolay mı bu dönemde?

Her şeyi göze almışlar; kolay mı bu dönemde?

Hani yaşı ilerleyenler için “Yaş yetmiş, iş bitmiş” denir ya… “Çaptan düştü” denir ya… “Çürüğe çıktı” denir ya… “Okunu atmış, yayını atmış”, “Ununu elemiş, eleğini asmış” denir ya… “Eli ermez, gücü yetmez” denir ya… Artık köşede oturma zamanı geldi” denir ya…

Kahramanlarım(ız) aldırmamış, bu kalıp yargılara. “Ele şenlik olmak”tan çekinmemişler… “Yaşından utanmıyorsan, ak saçlarından utan” denmesinden korkmamışlar.

Yürekleri pırpır edince birbirlerine; yaşlarından beklen(e)meyecek bir hızla Akşehir’den Nazilli’ye uçuvermişler.

Yaşa bağlı ayrımcılık nedeniyle kendilerinden istenen “Akıl Sağlığı Yerindedir” raporunu alıp, belediye’nin nikah memuruna sunduklarında evlenecek Ayşe-Mustafa…

Sadece “akıl sağlığı” değil, yürek sağlığı da yerinde onların; hem de 18 yaşındakilere taş çıkartacak kadar.

Ayşe-Mustafa kalabilen hayatlarında nefeslerini paylaşacaklar; herkese inat.

‘Ay’a bakacaklar, güne bakacaklar… Çiçek açacaklar… Günebakan olacaklar… Ayazda bulut olacaklar… Ve belki de umut olacaklar(**) herkese. (ŞD/TK)

(*)Şadiye Dönümcü. sosyal hizmet uzmanı.

(**)”Kedi Aklı” şiirinde “Çok mu yaşamıştım az mı ölmek hakkım mıydı yıl varken akşamlara” diyen ve geçtiğimiz günlerde kaybettiğimiz şiir ustamız ve 40 kuşağının mücadeleci şairi Arif Damar‘ın “Ay Ayakta Değildi” şiirinden esinlenme.

Ayşe-Mustafa’ya ve yüreği olan herkese hediyem olsun; Arif Damar’ın “Ay Ayakta Değildi” şiiri. “Şarkılarım/ Ay ayakta değilken/ Ayaktayım/ Çobandım ben/ Kırk yıl/ Ayakta/ Çoban/ Aya baktım/ Güne baktım/ Geceleyin/ Kimi zaman/ Kimi zaman/ Bir çobandım/ Geceleyin/ Aya bakan/ Güne baktım/ Çiçek açtım/ Geceleyin/ Kimi zaman/ Kimi zaman/ Bir çobandım/ Geceleyin/ Çiçek açan/ Bir çiçek/ Günebakan/ Geceleyin/ Kimi zaman/ Kimi zaman/ Geceleyin/ Bin çiçek/ Aya bakan/ Kırk yıl/ Ayakta/ Çoban/ Ayaz oldu/ ulut oldu/ Geçen kırk yıl/ Umut oldu “

Not: Bu Yazı bianet.org Sitesinde Yayınlanmaktadır.

Listeye geri dön

Bir cevap yazın