Nehir söyleş

Nehir söyleşi

Edebiyatımızda giderek yaygınlaşan bir edebi tür örneği olan nehir söyleşilerde; söyleşi yapılan kişinin yaşam öyküsü, uğraştığı meslekle ilgili bilgileri, çevresiyle ilişkileri, dünyaya bakışı ayrıntılı olarak yer alır. Hem sözlü tarih, hem anı, hem de  biyografi özellikleri  taşıyan Hocamız Sayın Prof.Dr. Sema Kut ile yapılan   nehir söyleşinin  sonucunda ; öğrencisiyken belki de...

Okumaya devam et

“Aşk” Filmi Vesilesiyle…

Haneke’nin “Aşk” filminde insana dair her türlü duygu var. Kafa karışıklığı, beklenti, dehşet, bıkkınlık, kabullen(eme)me, panik, sahiplenme… Ve elbette (s)empati, acıma, merhamet, minnet, şefkat, üzüntü. "Yaşlanıp hastalandığınızda dünyanız da küçülür, evin dört duvarından ibaret hale gelir" diyen Michael Haneke'nin "Aşk - Amour" filmi, hayatın içinde de, sinemada da negatif ayrımcılığa her daim tabii...

Okumaya devam et

Serçe ve Güvercinlerindir Gökyüzü… Rahat Bırakın Onları

Aile içindeki çocuğun ya da gencin ailenin diğer bir üyesinin cinsel şiddetine maruz kalması yani ensest, dünyanın her yerinde var olan ve görmezlikten gelinen aslında çok yaygın ama kayıtlara geçmeyen ve saptanması güç bir toplum sağlığı sorunu. Ensest, tabu olduğundan dünyanın her yerinde dillendirilmez, kağıda dökülmez, kayda alınmaz. Bu yüzden ensest'e ilişkin bilimsel...

Okumaya devam et

Huzursuzluğumuzun Huzurunu Duymamızı Engelleyen Bir Film: Çoğunluk

2010-2011 sinema sezonu açılalı epey oldu ama ben kendi sinema sezonumu dün akşam "Çoğunluk" filmiyle açtım. Venedik Film Festivali'nde "Geleceğin Aslanı" ödülünü, 2010- Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali''nde Ulusal Yarışma'da "En İyi Film", "En İyi Yönetmen", "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü alan "Yeni Sinemacılar"dan yönetmen Seren Yüce'nin 'Çoğunluk' filmi, yeni...

Okumaya devam et

Michalis: “Savaş Aptallıktır” Diyen Adam

Rodos'ta, Old Town'da, Eski Şehir'in o güzelim, yerleri çakıl döşeli, dar sokaklarında gezinirken rastladık ona. Atölyesinin önünde, ayakta, elindeki bakırdan yapılmış balık formunu parlatıyordu bezle. Hayret dolu bakışlarıma "Kalimera" diyerek yanıt verdi. "Merhaba" deyince gözleri parladı adeta. Kırık Türkçesiyle "Merhaba... Hoş geldiniz... Buyurun..." sözcüklerini sıralayıverdi. Balık fenerin fiyatı alamayacağım kadar yüksek...

Okumaya devam et

Bu Film “Kendini Yakalayıp Hapsedenler” İçin

2009-2010 film sezonunun başlangıcında tam yetmiş Türk filminin vizyona gireceğine ilişkin haberler okuyunca "Bu kadar filmden kaçı iş yapar, kaçı yapmaz bilemeyeceğim ama ben 'kriz filan hak getire' deyip, bunlar arasından seçtiklerimi izlemek için çaba harcayacağım. Çünkü hayatın içinde izlediğim her film benim için derin bir soluk." diye yazmıştım. Bu sezon derin...

Okumaya devam et

“Pandora’nın Kutusu” Üzerine Karalamalar”

Yerinde -köyünde, evinde- yaşlanan annanesinin yine orada ölmek isteyeceğini anlayan torun onu orman içinde sonsuzluğa uğurladığında yüzünde yeşeren mutluluk ifadesinin filmi izlediğinizde sizi de saracağına inanıyorum. Gitmek... Güz Sancısı... Süt... Üç Maymun... Sonbahar... Bahoz... Issız Adam... Pandora’nın Kutusu... Her biri birbirinden farklı ve farklı anlamlar taşıyan bu filmlerin ortak yönü derdi olan...

Okumaya devam et

Yetiştirme Yurdunun Kayıp Masalı

Yıl 1984. Bir Danimarka masalını filme çekmek isteyen yönetmen Wielopolska'ya, Yakacık Yetiştirme Yurdu'ndan seçtiği çocuklara rol veriyor. O filmde oynayan çocukların belgeseli yıllar sonra çekildi. “Bugün 23 Nisan; neşe dolmalı insan;  hangi yaşta olursa olsun” diye başlayan ama gelişme ve sonucunda neler yazacağımı bilmediğim bir yazı dolanıyordu kafamda. Derken e-posta kutumda...

Okumaya devam et

Dibek Gayfesi Yanındaki Sakız Lokumu Tadında Bir Film

 Çağan Irmak, "Dedemin İnsanları" filmiyle dram ötesi bir olguyu, tehcir gerçeğini "yedinci sanat" aracılığıyla bize, gelecek kuşaklara anlatımında; çakır gözlü maacır annemin öyküsünün bir bölümüne de yer vermiş sanki. İkinci kuşak mübadilim; 1925 yılında Drama'dan 3 yaşında Gülcemal vapuruyla önce Samsun'a, ardından Manisa-Akhisar'a, daha sonra da Söke'ye gelen annemden ötürü. Annem sadece...

Okumaya devam et

Soru: Yaşlılara Bir Yer Var Mı? Yanıt: Olmalı

Birikim Dergisi, okurlarını ve yazarlarını; dünyada ve Türkiye'de yaşlı nüfusunun artmasının ekonomi-politik, sınıfsal ve toplumsal cinsiyet meselesi olduğundan, yaşlı bakımının ekonomik, toplumsal ve psikolojik bir sorun olduğundan, yaş ayrımcılığı ve yaşlıların izolasyonu ile ömrün uzamasının yaşlılığı dönüştürdüğünden, yaşlıların sanatta ve popüler kültürdeki görünümlerinden ve yaşlıların hayata katabilecekleri üzerinden bakarak Yaşlılara Bir Yer...

Okumaya devam et