Sosyal Hizmetler

Evlat Edinmek ve Evlat Edinilmeyi Taşımak…

Evlat Edinmek ve Evlat Edinilmeyi Taşımak...

 Anne-babanız ayrılınca sizi yuvaya yerleştiriyor. Üç yaşında evlat ediniliyorsunuz. 20 yaşında gerçeği öğreniyorsunuz. Biyolojik anne-babanızı buluyorsunuz, sizinle görüşmek istemiyorlar, onlara dava açıyorsunuz. Siz olsanız ne yapardınız?

On bir aylık bebeksiniz. Adınız da Damla. Anne-babanız ayrılmaya karar verince sizi Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na (SHÇEK) bağlı bir çocuk yuvasına yerleştiriyorlar.

Üç yaşındayken bir aile sizi evlat ediniyor. Lisedeyken babanız trafik kazasında ölüyor. Bir süre sonra -ve on ay önce- bir arkadaşınızla kavga ederken size evlat edinildiğinizi söyleyince anneniz olayı doğruluyor.

Gerçeğin izini sürerek, SHÇEK kayıtlarından, biyolojik anne-babanızın kimliğini öğreniyorsunuz. Bulduğunuz babanız sizi bağrına basarken, anneniz ilk görüşmeden sonra sizinle görüşmek istemeyince bunalıma giriyorsunuz, okul başarınız düşüyor.

Sizi büyüten anneniz üzülmenize dayanamayıp felç geçirince kendinize bir avukat tutup; yaşadığınız bu travmalara karşılık 80 bin YTL’lik değer biçip biyolojik anne-babanıza manevi tazminat davası açıyorsunuz.

Gazetede gördüğüm ve yukarıda özetleyerek verdiğim haber bile yeterince travmatikken, bu denli ağır travmalara maruz kalan haberin –gerçekten- kahramanı 18-20 yaşında bir genç kızın, Damla’nın durumunu düşünebiliyor musunuz?

Ben kendime sorular sorarak düşünmeğe çalışırken çok zorlandım. İşte sorular…

Sadece evlat edinmek ve evlat edinilmiş olmak bile yaşamda tek başına taşınması bile yaşamın taşınması güç gerçeklerinden biri değil mi?

Damla yaşamı boyunca hep kaybetme, terk edilme, reddedilme, değer yitirme kaygısı yaşayacak mı?

Damla ileride tüm bu olan-biteni unut(a)bilecek mi?

Damla yuvada kalabalığın içinde büyümek yerine, aile içinde özel olarak sabırla sevgiyle özveriyle büyütülmüş olmanın –aslında- şans olduğunu yaşadığı bu travmaların etkisi azaldığında anlayabilecek mi?

Damla yaşadığı bunca şanssızlığın içinde onu büyüten anne-babasının kendisi için büyük şans olduğunu düşünerek mutlu olabilecek mi?

Damla onu büyüten anne-babasını gerçeği daha önce söylemedikleri için suçlamak yerine anlamaya çalışacak mı? Yoksa zaten anladı mı?

Anne-baba demek; bir çocuğu koruyan, bakan, asıl seven ve kabul eden insanlar demek. Damla şimdi gerçek anne-babasının kim olduğunu düşünüyor acaba?

Damla gerçeğin kendinden gizlendiğini kavrayabildi mi?

Damla gerçeği çocukken öğrenmiş olsaydı durumu daha kolay kabullenebilir miydi?

Damla kendisini büyüten anne-babasının yıllarca “ya bir gün öğrenirse” kaygısını taşıdıklarını ve bunun ne denli ağır bir yük olduğunu anlayabilecek mi?

Damla; anne-babasının “aileden /çevredekilerden birisi çocuğumuza gerçeği söylerse” endişesini taşımalarına rağmen 3-18 yaşındaki bir çocuğa bunu söylemenin hiç de kolay olmadığını anlayabilecek mi?

Damla ana-baba bildiği insanları yalancılıkla suçlayabilir mi?

Damla’ya gerçek altı yaş civarında açıklansa da o zaten durumu ancak ergenlik döneminde muhakeme etmeyecek miydi?

Damla altı yaşındayken gerçeği öğrenseydi anne-baba dediği insanların kendisini bırakırsa korkusu yaşamaz mıydı?

Damla’yı asıl rahatsız eden olayın sır olarak saklanması mı?

Damla “evlat edinilmek utanç verici bir şey değilse benden niye sakladılar ki?” diye düşünemez mi?

Eğer Damla için bir evlat edinilme öyküsü yazılsaydı; kızımız onu sahiplenmez miydi?

Damla bebekliğine ilişkin sorduğu sorulara aldığı yanıtların değiştirilmesini isteyecek mi?

Damla biyolojik anne-babasının çocuklarından başkaları tarafından evlat edinilmesi için vazgeçildiğini düşünmekte haksız mı?

Damla biyolojik anne-babasının kendisini niye terk ettiklerine ilişkin soruların cevabını alabildi mi?

Damla’yı büyüten annesi çocuğunun biyolojik anne-babasını bulmak istemesinden incinmeli mi? Kendini reddedilmiş gibi hissetmeli mi?

Damla’ya her fırsatta büyüten annesi “Seni çok sevdi(m-k). Emek harcadı(m-k). Seni hep destekledi (m-k). Zor zamanlarımız oldu. Seni büyütmek bize keyif verdi. İyi ki varsın. Sana teşekkür borçluyu(m-z)” gibi cümleler kurmalı mı?

Damla içinde öfke biriktirmemek için tüm duygularını ifade etmeli mi?

Damla’nın travmalar nedeniyle profesyonel destek alması gerekmez mi?

Damla’nın duygularının bedeli –manen yıpranma- 80 bin YTL olabilir mi?

Bu denli ağır travmalara neden olan biyolojik anne-babanın kızlarının kendilerini affetmesinin karşılığında ödemeleri gereken bedel açılan manevi tazminat davasında istenen miktarın kat be kat üstünde olması gerekmez mi?

Damla’nın duygularının bedeli saptanabilir mi?

Sahi siz Damla’nın yerinde olsaydınız ne yapardınız?

Siz Damla’yı büyüten annenin yerinde olsaydınız ne yapardınız?(ŞD/EÜ)

* Şadiye Dönümcü, Sosyal Hizmet Uzmanı.

** Evlat edinme mevzuatı hakkında geniş bilgi: SHÇEK

Not: Bu Yazı bianet.org Sitesinde Yayınlanmaktadır.

Listeye geri dön

Bir cevap yazın