Küçükçekmece Gölü: 166 tür kuşun evi
Çok uzun yıllar önce görmüştüm Küçükçekmece Gölü’nü. Bir Ankaralı olarak elime tesadüfen geçen Küçükçekmece Belediyesi’nin yayını olan “Küçükçekmece Kuşların Evi” kitabını keyifle karıştırdım, detaylı incelemeyi sonraya bırakarak.
Kitap dört yaşındaki torunumun da dikkatini çekti. Sayfaları rastgele ve heyecanla çevirip okumamı istedi, o güzelim kuşların resimlerindeki detayları sordu. En çok yeşil papağanla ilgilendi, oturdukları evin bahçesinde bu aralar çok sık gördüğü için canlısını.
Torunuma söz verdim ona bir dürbün alacağıma ve İstanbul’a bir dahaki gelişimde Küçükçekmece’ye anne babasıyla birlikte gidip gözlem yapacağımıza. Elbette Covid-19 illetinden kurtulduğumuz bir zamana denk gelecek bu etkinliğimiz.
Kitap büyük boy, çok özenli bir cilt ve kuşe kağıda basılı, fotoğraflar şahane, dahası bilgiler sade ve anlaşılır olduğundan cezbediyor insanı.
“Kuşlar: Göğün Sahipleri”, “Kuş Gözlemi”, “Küçükçekmece Kuş Haritası”, “Küçükçekmece Kuş Raporu”nun ardından tam 166 kuş için ikişer sayfa ayrılmış; bir sayfada ilgili kuşun fotoğrafı, diğer sayfada o kuşa dair bilgiler.
Kuğu: Zarif, kavisli ve sessiz
Örneğin kuğu (cygnus olor) kuşuna çok sık rastlanıldığını; onun herkes tarafından tanındığını, kur dansı sırasında uzun boyunlarıyla kalp şekli oluşturduğunu, suda çok zarif olduğunu, boynunu kıvırarak yüzdüğünü, çoğu kez kanatlarını kabartıp kuyruğunu yukarı doğru kaldırdığını, oldukça sessiz olduğunu, sadece uçarken hafif kavisle çırptığı kanatlarından ritmik sesler yükseldiğini ve özellikle kış aylarında görüldüğünü ve göç dönemlerinde de gözlemlenebildiğini öğreniyoruz.
Ayrıca boyuna, kanat açıklığına, Türkiye dağılımına, biyolojisine, korunma durumuna ile Küçükçekmece’de yayılışına dair bilgiler yer alıyor.
Ve kuğuların bu gölde üremediği ancak görülebildiği, özellikle sert geçen kış aylarında deniz ve göl kıyısında çok sayıda rastlanıldığı, göç döneminde hava durumuna bağlı olarak daha nadir bulundukları da yer alıyor ilgili sayfada.
Nadir kuş türleri gölde
Belediye Başkanı Kemal Çebi, kitabın sunuş yazısında Küçükçekmece Gölü’nün dünyadaki iki lagün gölünden biri olduğunu, nadir kuş türlerini barındırdığı için uluslararası öneme sahip bir kuş barınma alanı olduğunu, kuş göç yolları üzerinde bulunduğu için birçok arkeolojik çalışmaya ve araştırmaya da ev sahipliği yaptığını da belirtiyor.
Çebi, öncesinde ise “Çevre sorunlarının, dünya genelini etkilemeye başlamasıyla birlikte doğa koruma ve korunan alan kavramı canlılar için hayati bir önem taşımaktadır. Bu sorunun temel kaynağı olan insanın çevreye karşı tutumu ve bilincinin geliştirilmesi sorunlarının çözümündeki en önemli adımdır. Küçükçekmece Belediyesi olarak doğal alanları koruma ve bozulmayı önleme konusunda Küçükçekmece göl ve doğal çevresi yer almaktadır” diyor.
“Kuşlar Göğün Sahipleri” bölümünden notlar:
• Kuşlar sıcakkanlı, yumurtlayan ve uçmaya uyum sağlamış omurgalı hayvanlardır.
• Arka ayakları üzerinde yürüyen bu türde ön ayaklar kanat oluşturmak üzere evrilmiştir.
• Çenesini sararak gagasını oluşturan boynuzumsu bir kılıfa sahiptir.
• Vücudunun büyük kısmı tüylerle kaplıdır.
• Kuşlar oves sınıfına mensuptur. Yarasa gibi uçabilen başka omurgalı canlılar olsa da.
• Hiçbir canlı, kuşların uçuş becerisiyle boy ölçüşemez.
• Uçmak kuşların uzak kara parçalarını yurt edinmelerini, yeni yaşam alanlarını ele geçirmelerini, besin bulmalarını, olası düşmanlardan kaçınabilmelerini sağlar.
• Evrim sürecinde bazı kuşlar (örneğin devekuşu) uçma becerilerini kaybetmiştir.
• Kuşların omurgası 40-60 omurdan oluşur. Boyun omurları heterosel tipte olduğundan daha çok harekete olanak verir.
• Köprücük kemikleri “V” şeklinde lades kemiği oluşturur.
• Karina, kanatlara güç veren göğüs kaslarına destek için tutunma yüzeyidir.
• Uyluk kemikleri kalça kemiğine sabitlidir.
• Tüyleri keratin maddesinden oluşur ve aerodinamik şekildedir.
• Kuş tüyünün üç ana çeşidi var; uçuş telekleri, örtü tüyleri, hav tüyleri.
• Tüyler iki şekilde renklenebilir; melanin en yaygın tüy pigmenti.
• Tüyler, tüy değişimi sürecinde yılda bir-iki kez yenilenir.
• Tür içindeki bireyler birbirine benzese de şekil ve giysilerinin rengi cinsiyet, mevsim ve yaşa göre değişir.
• Erkek kuşlar daha iridir ve tüylerinin rengi daha canlıdır.
• Yüz başlangıcında kuşlar yeni ve canlı giysileriyle gösteriye çıkar erkek kuşlara kur yapmak için.
• Kuluçkaya yatan ebeveyn kuşlar saldırganlaşır.
• Kuşların gagaları aynı zamanda fazla kilolardan kurtulma aracıdır.
• Kuşlar besini bütün olarak yutar ve depolandığı boynun altındaki, çuvala benzeyen kursağa gider ardından da taşlığa aktarılır.
• Koku alma becerileri türden türe değişir. Çoğu kuşun kulakları keskindir. Görme duyuları çok gelişkindir.
• Çoğunlukla besinin gençleri yetiştirmeye elverişli olduğu dönemde ürerler. Erkekler üreme giysilerini kuşanıp bölgelerini diğer erkeklerden korur.
• Erkek kuşlar dişileri çekmek için gösteri yaparlar.
• Genellikle yuvalara yumurtlar. Yuvalar belirsiz bir çizgiden, dallardan özenle hazırlanmış sığınaklara kadar çeşitlilik gösterir.
• Genellikle kuşlar belli dönemlerde besin kaynakları tükendiğinde bol besin olan yerlere göç eder.
• Kuşlar genellikle kuzey yarım küre yazında ürer, kuzey yarım küre kışında güneye gider.
• Çoğu kuş göç eder. Yaşamları boyunca bireyleri çok fazla yer değiştirmeyen yerli türleri haritalamak kolaydır.
Kitabın “kuş gözlemine giriş” notları bölümü öğretici. Uygun giysilerle araziye çıkarken yanınızda dürbün, not defteri ve rehber kitap gerekiyormuş sadece.
Kuş gözlemlerken sabırlı olmak ve sessizlik şart ayrıca iyi ışık ve elbette uzun bir zaman da. Kuşlar büyüklük, renkler, desenler, şekil, çıplak kısımların rengi, hareketler, ses, zaman ve yer, yaşam alanına göre gözlendiğinden görme açısı, ışık koşulları, kuşa uzaklık önemliymiş.
Kitaptaki Küçükçekmece Gölü Kuşları Haritası’nda tüm kuşlar yer alıyor. Kuş Raporu bölümü ise son derece detaylı ve özetlemek yerine okunası.
Çıkrıkçın, ötleğen, sütlabi…
Küçükçekmece Gölü’nde 166 kuş var kuğu, suna, leylek, üveyik, ibibik, yalıçapkını, kerkenez, sığırcık, papağan, çıvgın, ispinoz, bibik, çulluk, ebabil, kumru, martı (meğer on çeşidi varmış), sığırcık, şahin, saksağan gibi çok bilindik kuşların dışında, en azından benim adını bile bilmediğim bir sürü kuş var enteresan adlar taşıyan.
Küçükçekmece kuşlarından bazıları:
Çıkrıkçın, kaşıkgaga, tarakdiş, (kulaklı-karaboyunlu-küçük) balaban, (alaca-gri-erguvani-büyük-küçük) balıkçıl, sütlabi, elmabaş, (tepeli) patka, (küçük-tepeli) karabatak, yılan kartalı, saz delicesi, sakarmeke, kızkuşu, cılıbıt, dövüşkenkuş, (kızıl-karakarınlı) kumkuşu, düdükçün, taşçeviren, (akkanatlı-bıyıklı-karagagalı), sumru, kızılsırtlı örümcekkuşu, (küçük-ekin-leş) karga, (kır-ev) kırlangıcı, (büyük-küçük-kındıra) kamışcın, ak mukallit, (akgerdanlı-maskeli) ötleğen, (benekli-küçük) sinekkapan, kuyrukkakan, (dağ-sarı) kuyruksallayan, incirkuşu, florya, iskete, (tarla-bahçe-karabaşlı-bataklık) kiraz kuşu gibi.
Kitabın çok keyifli olduğunu ve insanda heyecan yarattığını, evlere kapandığımız şu günlerde insanın doğaya kaçma istemini arttırdığını söylemem gerek.
Bu bağlamda Küçükçekmece Belediyesi’ni, bu şahane kitabı üreten fotoğrafçı/danışman Prof. Dr. Ahmet Karataş‘ı, yazar Süreyya İsfendiyaroğlu’nu, editör Oktay Uludağ‘ı kutluyorum.
Ayrıca pandemide değişik ilgi alanları edinmeye çalıştığım dönemde kendime yeni bir alan açmama vesile oldukları için teşekkür ediyorum.
Not: Bu Yazı bianet.org Sitesinde Yayınlanmaktadır.