Emekliler ``Bu bütçe emeklileri açlığa mahkum etmenin bütçesidir``
Tüm Emekliler Sendikası Didim Şubesi, 2021 bütçe tasarı ve emekli sendikalarına yönelik baskı ve kapatma girişimlerine ilişkin basın açıklamasında bulundu.
Tüm Emekliler Sendikası Didim Şubesi, 2021 bütçe tasarı ve emekli sendikalarına yönelik baskı ve kapatma girişimlerine ilişkin basın açıklamasında bulundu.
Kent Meydanında gerçekleşen basın açıklamasına Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı Nurettin Koçak, ilçe yöneticileri ve parti üyeleri, Eğitim-sen Didim Şube Temsilcisi Belkıs Kahraman, Tüm Emekliler Sendikası MYK Üyesi Haydar Pınarbaşı ve sendika üyeleri katıldı.
Tüm Emekliler Sendikası Didim Şubesi tarafından gerçekleşen basın açıklamasını şube yönetim kurulu üyesi Ayhan Eker okudu.
Eker, 2021 Bütçe yasa tasarısı TBMM Plan Bütçe Komisyonunda görüşülmeye başlandığını belirterek “Bütçe metni, bütün bir ülkenin kaynaklarını, gelirlerini ve bunların kimlere nasıl dağılacağını belirleyen en önemli metinlerden biridir. Ülkenin bütününü, bütün kurumlarını, meslek odalarını, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini, işçileri, köylüleri, emeklileri, esnafı, işvereni, emekçileri, kadınları, gençleri kısaca bütün yaşayanları doğrudan etkilemektedir.
Ancak bu kapsama rağmen, bütçe tasarısı adeta kaçırılırcasına hazırlanmakta ve görüşülmektedir. Bizlerin görüşlerine başvurulmamakta, temsil ettiğimiz kesimler yok sayılmaktadır.
Bunun yanı sıra emekliler için uluslararası sözleşmelerle güvence altına alınan sendika kurma hakkımız mahkemeler vasıtasıyla elimizden alınmaya çalışılmakta, devletin uluslararası sözleşmelere uygun iç hukukta düzenlemeler yapmak yerine emeklilerin 25 yıllık sendikal geçmişini yok saymaya çalışmakta, sendikaları kapatmakla tehdit etmektedir.
Bu çerçevede, Sendikamız Tüm Emekli Sen 2021 Bütçe tasarısını ve emekli sendikalarına yönelik baskı ve kapatma girişimlerini değerlendirmesini basın aracılığıyla kamuoyu ile paylaşmayı ve TBMM’de bulunan ya da bulunmayan siyasi partilere görüş ve değerlendirmelerini iletmeyi bir görev olarak kabul etmektedir.
1995 yılında başlayan emeklilerin sendikal hak mücadelesi bütün baskı ve yok saymalara karşın bugünlere gelmiştir.
Emeklilerce 25 yıldır yürütülen sendikal hak mücadelesi aynı zamanda daha eşitlikçi ve daha demokratik bir toplum ve barış içinde, kardeşçe insanca bir yaşam mücadelesidir. Hukuksal çerçevesi Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerle belirlenen ve korunan sendika kurma hakkımız ne yazık ki siyasi iktidar ve valiliklerce iç hukuktaki kısıtlamalar ve kimi eksik yorumlar gerekçe gösterilerek yok sayılmaya çalışılmaktadır.
Emekliler ve emekli sendikaları, bunca yıldır yürüttükleri sendikal mücadeleden geri adım atmamakta kararlıdırlar. Tıpkı diğer çalışan kesimlerin örgütlenme mücadelesinde karşılaşıldığı gibi her türlü baskı, engel ve sıkıntıya karşı mücadeleyi sürdürmeye kararlıdırlar.
Bu noktada siyasi iktidarın yapması gereken emeklilerin 25 yıllık mücadeleleri sonucunda elde ettikleri sendikal örgütlenmeleri tanıması ve anayasal güvenceye kavuşturmasıdır.
BU BÜTÇE SAĞLIKSIZLIĞIN BÜTÇESİDİR
2021 Bütçe tasarısı mart ayı başından bu yana yaşadığımız coronavirüs salgını ortamında görüşülmeye başlanmıştır. Haziran ayı başında kısıtlamaların kaldırılması ile birlikte kısa zamanda salgının yaygınlaşması gündeme gelmiş, eylül ayından itibaren de günlük ağır hasta sayısı ve can kaybı her geçen gün artmaktadır. Salgını önleyici tedbirler yerine yaşlıları, kronik hastaları tecrit edici önlemler onur kırıcı bir şekilde tekrar yürürlüğe sokulmuştur. Bu tedbirler yerine halk sağlığı önlemlerinin, koruyucu hekimliğin, sağlığın bütünüyle kamusal ve parasız bir hizmet olmasının koşulları yaratılması gerekirken, sağlıkta özelleştirmenin simgesi olan şehir hastaneleri yapımına hız verilmiştir. Oysa çoğu şehirlerde pek çok hastane binası boşaltılmış, işlevsizleştirilmiş, yıkılmaya terk edilmiştir. Bu bütçede de emeklilerin sağlık haklarını iyileştirici ne bir madde ne de böyle bir niyet vardır. Açlığa mahkum edilen emeklilere bir de salgının yükü eklenmiş, sağlık hizmetlerinden parasız olarak yararlanması gereken kesimler adeta para kazanmanın yolu gibi görülmüş ve görülmeye devam edilmektedir.
BU BÜTÇE SAVAŞIN VE SİLAHLANMANIN BÜTÇESİDİR
2021 Bütçe tasarısı daha önce ki bütçelerde olduğu gibi savaşın ve silahlanmanın bütçesidir.
2021 Merkezi Yönetim Bütçesi yaklaşık 1.4 trilyon liralık bir gider, 1.1 trilyonlukta bir gelir öngörmektedir. Yani daha yürürlüğe girmeden bütçenin yaklaşık 300 milyar lira açık vereceği kesindir. Oysa silahlanmaya iç güvenlik kurumlarına vb bütçeden ayrılan pay öngürülen bütçe açığı kadardır. Güvenliğe, silahlanmaya, 300 milyar lira ayrılırken bizi doğrudan ilgilendiren sağlık hizmetleri için Sağlık Bakanlığına ayrılan pay 77 milyardır. Yani güvenliğe ve silahlanmaya, sağlığımızdan 4 kat daha kıymet verilmektedir.
BU BÜTÇE EMEKLİLERİ AÇLIĞA MAHKUM ETMENİN BÜTÇESİDİR
8 milyon emekli asgari ücretin altında ücret almaktadır. Hazine katkısı ile aylık ödemeler 1500 TL’ye çekilmiş olsa da zamlar gerçek ücretlerine yapılmakta gerçek ücretleri hazine katkılı düzeye gelinceye kadar aldıkları aylık sabit kalmaktadır. Bu uygulama emeklileri açlığa mahkum etmenin başka bir yoludur.
Yine bu bütçe ile 2021 yılı için emeklilere reva görülen zam oranı 3+3 ve enflasyon farkıdır. Zam oranlarının vicdansızlığı ve komikliği bir tarafa, enflasyon oranlarının siyasi iktidarın işine geldiği gibi hesaplanıp açıklandığını bilinmektedir. Dolayısıyla 2021 bütçesi emekliler açısından sefalet ve yoksulluk demektir.
2021 bütçesinde başka bir eşitsizlik ve yoksullaştırma kalemi vergi adaletsizliğidir. Sermayenin vergilendirme kaynağı olan kurumlar vergisi oranı azaltılırken, başta emekliler olmak üzere sabit gelirliler için gelir vergisi bir kaynak olmaya devam etmektedir. Aynı şekilde gelirler arasında ÖTV, KDV gibi dolaylı vergilerden sağlanan gelirlerin artırılması eşitsizliği ve yoksulluğu artıran, emekçilerden sermayeye kaynak transferi sağlayan bir unsur olarak durmaktadır.
Bu değerlendirmelerin ışığında taleplerimiz:
-Emeklilerin sendikalarına karşı açılmış kapatma davaları geri çekilmeli, Valilikler bu davalara taraf olmamalıdır.
-Uluslararası sözleşmeler ve 25 yıldır emeklilerin zorluklarla baş ederek sürdürdüğü kazanımlar ve sendikal örgütlenmesi tanınmalı, anayasal güvence altına alınmalıdır.
-En düşük emekli aylığı brüt asgari ücret tutarına yükseltilmelidir.
-Yılda 4 sefer aylık tutarında ikramiye verilmelidir.
-Sağlık hizmetleri tamamen kamusal olmalı, kamu eliyle yürütülmelidir. Özelleştirmeden vazgeçilmelidir.
-Emeklilerden sağlık ve tedavi katkı payları alınmamalıdır.
-Ekmek, et, su, elektrik, doğalgaz gibi temel ihtiyaç ürünlerine zam yapılmamalıdır.
-Salgın koşullarında yaşlılara, kronik rahatsızlığı olanlara yerel ya da merkezi yönetim tarafından destek verilmeli, ihtiyaçları karşılıksız olarak karşılanmalıdır.
Tüm Emekli Sen bütün şube ve temsilcilikleri ile bu süreçte taleplerimizin karşılanması için gerekli etkinlik ve eylemliliklerini 16 Kasım 2020 tarihinden itibaren başlatacak, demokratik tepkisini her platformda dile getirecektir.
Dayanışmanın ve birlik olmanın gücünü biliyoruz.
Tüm bu olumsuzluklara karşı yürüteceğimiz mücadelede, yapacağımız eylem ve etkinliklerde demokratik kamuoyunun, taleplerimizi yerinde bulan siyasi partilerin, sendikaların, meslek odalarının dayanışma ve destek duygusu içinde olacaklarına inancımız tamdır” dedi.
Not: Bu Yazı mavididim.com.tr Sitesinde Yayınlanmaktadır.