Aktif Yaşlanma

“İşten Emekli Oluruz, Hayattan Değil”

``İşten Emekli Oluruz, Hayattan Değil``

İş nedir? İş sadece temel gereksinimlerimizi karşılamaya ve aile geçimini sağlamaya mı yarar? İş; yaşamın odak noktası mı? İş; kimliğin bir parçası mı? İş (meslek) yaşam biçimi, yaşanılan çevreyle olan ilişkileri ve sosyo-ekonomik-kültürel ilişkileri belirler mi? İş; zamanı saat-gün-hafta-ay-yıl-yaşam bütünü bazında planlar mı?

Kanımca tüm bu soruların cevabı “evet” olduğundan çalıştığımız yıllar boyunca hep bir gün emekli olacağımızı hayal ederek, gelecek o günler için kendi çapımızda parasal ve parasal olmayan bazı tasarruflarda bulunuruz.

Çünkü emeklilik orta yaştan yaşlılığa geçişi belirleyen bir dönüm noktası.

Çünkü emeklilik fiziksel, ruhsal, sosyal ve ekonomik yönden bir değişim dönemi.

Çünkü  emeklilik dönemine hazırlıklı olarak girilmezse bu döneme uyum sağlamak güç.

Çünkü emeklilik sosyal ve mali güvenlikle uyumlu olmalı.

Çünkü emeklilik sağlıkla uyumlu olmalı.

Çünkü emeklilikteki yaşam doyumunu yaş, cinsiyet, sağlık durumu, ekonomik koşullar, faaliyet ve kendini gerçekleştirme düzeyi gibi faktörler etkiler.

Başlangıçta çekici gelir

Yasaların hükmettiği süre kadar çalıştığımızda emekli oluruz. Yıllarca işe gitmek, çalışmak insanı yorup yıprattığından işle ilişkimizin kesilmesi ve aylık bağlanması anlamına gelen emeklilik başlangıçta çekici gelir.

Emekliliğinin balayı dönemindeki kişiyi, istediği saatte yataktan kalkmak, işe gitmemek, evin içinde koşuşturarak değil aheste aheste iş yapmak, çay-kahve keyfi yapmak, zamanı keyfince değerlendirmek başlangıçta mutlu eder. Ya sonra, balayı bitince?

Sorgulama başlıyor

Yaşam ritminin düşmesi, mevcut alışkanlıkların pek çoğununun değişmesi, yeni alışkanlıklar edinilmesi, evdeki eşe ve çoluk çocuğa yönelik  müdahalelerin artması, çalışırken de yapılan ev işlerinin daha detaylı/geniş zamana yayarak yapılması, zamanı yönetme başarısının azalması, iş yerindeki arkadaş çevresinden uzaklaşılması, beden dinlemeye çekildiğinden değişik sağlık sorunlarıyla karşılaşılması nedeniyle emeklilik dönemimi sorgulanmaya başlar.

O zamana dek yaptığı işe bağımlılık geliştiren kişinin bu köklü değişimi kabullenmesi kolay mı? Uyku ve beslenme düzeni bozulan, kendine ve giyimine gösterdiği özeni azalan, fiziksel aktivitesi sınırlanan, tahammülsüzlüğü artan, kendini işe yaramaz ve toplum dışına itilmiş gibi hisseden, gelir kaybına uğrayan emekli bireyin güven duygusu sarsılmaz mı?

Emekli kişi bu süreçte geçmişi ile hesaplaşmaya kalkıştığında pişmanlık duygusuna  kapılır. Bu olumsuz duygulara eksik ve yetersiz sosyal güvenlik hizmetleri de eklendiğinde yaşam doyumunun azalması kaçınılmazdır.

Emekliliğe hazırlık programları

Türkiye’de emekliliğe hazırlık programları olmaması büyük eksiklik. Keşke emeklilik öncesi ve emeklilik akabinde kişilere içinde bulundukları yaşam koşullarını ve yaşamın değiştirilmeyen bazı gerçeklerini kabullenmeleri öğretilebilse…

Çünkü emeklilik en genel anlamda rol-statü kaybı ve rol değişimidir. Akşam vali olarak yatan kişi, sabah emekli bir kişi olarak kalktığında otorite ve saygınlığından ve de üretkenliğinden çok şey yitirdiğini düşünmekte haksız mı?

Emeklilik, boş zaman mı? İşsizlik mi? Emeklilik ruhu tembel olanların dönemi mi? Emek vererek keyif aldığı uğraşısı olanların dönemi mi?

Yaşamı algılama biçimi üretmeye dayalı olanlar, çalışırken başarıyı hedefleyerek üretenler emeklilik döneminde de –üstelik artık kişisel olan- başarma duygusunun peşinde koşar. Yaşamı atalet ve rehavet içinde değerlendirenler yani başarma duygusundan imtina edenlerin yaşam doyumlarının azalması da kaçınılmaz olacaktır.

Emeklilik ``savunma planı``

Emekli toplum içinde faal bir iş yapmadan vaktinin tümünü kendi kişisel uğraşlarına mı yöneltmeli? Yoksa toplum için yaptığı gönüllü çalışmalardan arta kalan süreyi mi kendisi için  ayırmalı? Bu soruların yanıtı emekli olan/olacak kişinin hazırladığı emeklilik savunma planında yer almazsa; kişinin depresyona girmesi de kaçınılmaz olacaktır.

Yeter ki, kendilerini toplumun emekliye ayırdığını düşünenlerin emeklilik karabasanına kapılmadan bireysel çaba harcasınlar. Yeter ki, bu konudaki toplumsal çabalara katkı versinler.

Çünkü işten emekli olmak mümkün; hayattan değil.

O halde; emeklilik savunma planımızı hazırlamak ve uygulamaya geçirmek bizim işimiz. (ŞD/TK)

* Şadiye Dönümcü, Sosyal Hizmet Uzmanı.

Not: Bu Yazı bianet.org Sitesinde Yayınlanmaktadır.

Listeye geri dön

İlgili Mesajlar

Bir cevap yazın